Akgün Akova’nın “Güzel Atlar Ülkesi” kitabı güncellenmiş haliyle Karakarga Yayınları’ndan çıktı

Akgün Akova şiirle düş, felsefeyle hayal, bilgiyle umut ama ille de bir çocuk gülümsemesi barındıran kitabı "Güzel Atlar Ülkesi" güncellemesiyle Karakarga Yayınları'ndan çıktı.

0

Akgün Akova’nın Güzel Atlar Ülkesi adlı kitabı güncellenmiş haliyle Karakarga Yayınları’ndan çıktı.

Akgün Akova şiirle düş, felsefeyle hayal, bilgiyle umut ama ille de bir çocuk gülümsemesi barındıran denemeleriyle okurlarıyla bir kez daha buluşuyor.

Arka Kapak;

Bu kitabın adına bakıp yanılmayın sakın!
Bu bir Kapadokya kitabı değil! İçinde kabuğu kırılan kaplumbağalar, deliliğin saçları, Tahtakuşlar adında bir çete, hamama giden bir pelikan, ucu Çatalhöyük’e çıkan yer altı yolları ve “bir hançerin paslanırken çıkardığı gürültü” falan var. Kedinin biri, bir kuşun cenazesinin ardından yürüyor. Eline ne geçerse oyuncak yapıyor bir çocuk. Bir baba güvercin ayakları resmettiriyor oğluna. Üstelik Şiir ile Felsefe’nin düğün davetiyesi de sayfaların birinde sizi bekliyor. Akgün Akova’nın bilgi ve şiirin bütün olanaklarını kullanarak yazdığı bu ilk deneme kitabı yıllar sonra güncellenmiş haliyle yeniden okurlarıyla buluşuyor. Güzel Atlar Ülkesi edebiyatın dolambaçlarında kaybolmaktan korkmayanlar için…
YazarAkgün Akova
YayıneviKarakarga Yayınları
Yayın TarihiMayıs 2020
Türüİnceleme
Sayfa Sayısı216
Akgün Akova;

Adı ve soyadı ile uyaklı olsun diye, Akyazı’da doğdu. Çocukluk devrinde, ayı oynatıcısı olmak istedi. Tefin işkence aleti olarak kul­lanıldığını sonradan öğrendi. Haritalarda günlerce göçmen kuşla­rın gittiği yerleri aradı. Onlara yazdığı mektupları göndereceği ad­resleri bulamadı. Einstein’la Frankenstein’ın kardeş olmadıklarını anladıkları gün, çocukluk devri sona erdi. Einstein’ın “Düşlemek, bilgiden daha önemlidir.” dediğini kulaklarıyla duydu. Oysa Albert Einstein, bir ışının sırtına binip yeryüzünden çoktan gitmişti.

Akova, canı sıkılınca Gebze Lisesi’ni, Hacettepe Üniversitesi Kim­ya Mühendisliği Bölümü’nü ve İstanbul Üniversitesi İşletme İkti­sadı Enstitüsü’nü bitirdi. Diplomalarını duvara astı. İlk şiiri, 1984 yılında yayımlandı. Çok cinayet işledi, elini şiire buladı. Okuyup da etkilendiği tüm şairleri ve sevdiği dizeleri bir bir öldürdü. Ken­di oldu. Bir şiir okuduğu zaman kendine hep “Şair, bu şiirde ne demek istememektedir?” diye sordu. Bir çift kanadın, bir altın ma­deninden daha değerli olduğuna inandı hep.

Yapıtları birçok dile çevrildi, ama o kendine çevrilemedi. Dünya­nın kalp atışını duyma çabası olarak 1998’te elinde fotoğraf maki­nesiyle yollara düştü. Gezi yazarlığı ve editörlüğü, doğa fotoğrafçı­lığı, TRT ve Açık Radyo’da sunuculuk, metin yazarlığı ve program yapımcılığı yaptı. Üniversitelerde ve çeşitli kurumlarda yaratıcı sa­nat eğitimleri verdi. Fotoğraf sergileri açtı.

Akgün Akova’nın binlerce fotoğrafı ve yüzlerce gezi yazısı Natio­nal Geographic, Voyager, THY Skylife gibi dergilerde yayımlandı. Bugüne dek şiir, deneme, gezi ve fotoğraf alanlarında yirmi beş ki­tabı yayımlanan Akova’ya 1993 Truva ve 2003 Dionysos Şiir Ödül­leri verildi. Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü adlı kitabı 1998 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü’nü kazandı. 2014 yılında Polonya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından “Bene Merito Şeref Nişanı”na layık görüldü.

Aslında böyle uzun bir özgeçmiş yazmak niyetinde değildi. Tek cümle yazıp geçseydi belki de daha iyi olacaktı: “Akgün Akova, bu dünyada elinden geleni yaptı.”

Akgün Akova’yı Takip Edin;

Önceki İçerikAkgün Akova’nın “Güzel Atlar Ülkesi” kitabı güncellenmiş haliyle Karakarga Yayınları’ndan çıktı
Sonraki İçerikİnkılâp Kitabevi’nin gezi kitaplarıyla İstanbul’u yeniden keşfedin
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments