Animasyon Filmi Aşamaları-II

"Karakterin senaryodaki özelliklerine göre tipinin nasıl olacağına karar veriliyor. Bu noktada seyircinin de bir beklentisi olduğu göz önüne alınıyor."

0

Bir önceki yazımda animasyon filmlerindeki süreçlere başlayıp, yönetmenlerin yaptığı bir takım işlerden bahsedip, karakter proporsiyonuna değinmiştim. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Karakterlerimizi hazırlıyoruz

Proporsiyon ile genel vücut ölçülerini belirledikten sonra ekip oturup karakterlerin nasıl olacağı konusuna karar vermeye başlıyor. Bu aşamada yönetmenin cast seçimi gibi bir süreç yaşıyoruz.

Karakterin senaryodaki özelliklerine göre tipinin nasıl olacağına karar veriliyor. Bu noktada seyircinin de bir beklentisi olduğu göz önüne alınıyor. Örneğin karakteriniz iç dünyasında hüzünlü, yıpranmış, üzgün ancak dışarıya kendini neşeli gösteren biri ise ve bu hüzünlü ruh hali filmin sonlarında ortaya çıkacak ise bunu seyirciyi rahatsız etmeyecek şekilde organize etmelisiniz. Örneğin karakterin suratındaki kırışıklıklar gülünce suratının aldığı bir şekil olarak gösterilebilir. Ama filmin sonunda bu kırışıklara odaklanarak karakterin hayattan aldığı dersleri vurgulayabilirsiniz. Elbette hüzünlü biri sadece bu şekilde tasvir edilmez. Yakışıklı / Güzel, fiziğine dikkat eden bir karakter de modelleyebilirsiniz. Ancak karakterin davranışları ile fiziki özelliklerinin birbirini yansıtması gerekiyor. Yani demek istediğim filmdeki tüm karakterleriniz bez bebek gibi olmamalı. Kusurları da modellemelisiniz.

Modelleme yapılmadan önce senaryodaki karakterlerin meslekleri ve özelliklerine bağlı olarak bir araştırma yapmak gerekebilir. El işçiliği ile uğraşan bir karakterin parmakları nasırlı modellenebilir ya da tam aksine bir piyanistin parmaklarını ince modelleyebilirsiniz. Bu tamamen gözleme dayalı bir çalışma olacaktır. Genel özellikleri modellendikten sonra bu kez ressam abartma sanatını kullanabilir. Örnek verecek olursak bir terzinin boynunu daha eğimli çizebilir. Burada karakterin yıllardır süregelen çalışmasının vücudunda oluşturduğu etkiler vurgulanabilir.

Tüm cast tekrar tekrar çizilir ve herkesin içine sinene kadar yukarıda belirttiğim süreç tekrarlanır. (Özellikle yaratıcı bir ekibiniz varsa, mutlaka herkes fikrini beyan eder ve bu süreç düşündüğünüzden de uzun sürer). Tabi ki son karar yine yönetmenin. Çünkü onun hayalini izliyoruz.

Mekanların oluşturulması

Mekanlar ekibinizin fazlalığına göre karakterler ile birlikte çizilebilir. Karakter çizimindeki sürecin aynısını bu kez mekanları oluştururken yaşıyoruz. Çizimler ve fikirlerin kâğıda döküldüğü bu süre boyunca, istenilen son noktaya gelene kadar tekrar tekrar çizim yapılır.

Normal bir sinema filminde seçilen mekânda çekim yapılacaksa, o mekân içerisinde geçen tüm sahneler peş peşe kayıt edilir. Çünkü tekrar tekrar mekân ücreti vermek mantıklı bir hareket değil. Filmin başında ve sonunda aynı mekânda karakterleriniz bulunuyorsa, ilk çekim sırasında iki sahnede peş peşe kayıt edilir. Yani filmler maliyet dolayısıyla izlediğiniz sırada çekilmiyor. Burada yine istisnalar var. Örneğin Stanley Kubrick‘in The Shining filmini sırasıyla çektiğinden bahsediliyor. Tabi bu filmin çekimi 5 yıl sürmüş ve film seti için devasa bir plato hazırlanmış.

Animasyon filmine döndüğümüzde ise “mekanları biz oluşturup modellediğimizden istediğimiz sırada kullanabiliriz” diye düşünebilirsiniz. Ancak yine bu noktada teknik olarak normal sinemaya yaklaşıyoruz. Çünkü bir çekim planı oluşturmamız gerekiyor. Yani storyboard oluşturmamız gerekli.

Storyboard nedir?

Storyboard’u hikâyenin gidişatını anlatan bir çizgi roman gibi düşünebilirsiniz. Tüm sahneler hangi kamera açısıyla, hangi karakterler ile, hangi mekânda çekilecekse kare kare çiziliyor. Burada tüm filmin çizilmesinden bahsetmiyorum. Sahneler, sekanslar çiziliyor. Örneğin karakterlerimizin karşılıklı konuşması 1 kare olarak çizildikten sonra, el sıkışmaları ikinci bir kare olarak çizilebilir. Tüm konuşmadaki mimikleri tek tek çizmiyoruz. Ancak konuşma sırasında kamera açıları değişiyorsa bu değişim çizim olarak belirtilmeli.

Çizimlerle anlatamadığımız şeyler de var. Bunları da bu karelerin altına not olarak kaydediyoruz. Kameranın lensinin odak uzaklığı, beyaz dengesi gibi kameraya bağlı teknik özellikler, kameranın hareketi, sahnenin kaç saniye süreceği, 2 sahne arasında geçişin nasıl olacağı gibi bilgileri bu karelerin altına not ediyoruz.

Özetle ressamlar, film yapımı boyunca bizimle. Tek tek sahneleri çizmek külfet gibi gelse de oldukça önemli bir iş. İnsanoğlu olarak görsel hafızamıza hitap eden tüm işleri not almaktan daha iyi bir şekilde aklımızda tutuyoruz. Bu sebeple storyboard bir animasyon filminin olmazsa olmazıdır.

Evet ikinci yazımızın da sonuna geldik. Bundan sonraki yazımızda modelleme sanatçılarının çalışması ve karakter iskeletlerinin nasıl oluşturulduğundan bahsedeceğiz. Şimdilik kendinize iyi bakın.

Önceki İçerik5 gün, 60 sanatçı, tek festival: “Red Bull Music Festival İstanbul”
Sonraki İçerikBTS grubu, BM’den gençlere seslendi: “Kendini anlat”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments