Her yönüyle gerçek bir sanatçı: “Tarık Akan”

"Tarık Akan, 16 Eylül 2016 günü bu dünyaya bedenen veda etse de, ruhen bıraktığı her güzellikle sonsuza kadar yaşayacak ve dün olduğu gibi yarınlarda da bizlere ışık olmaya, yolumuzu aydınlatmaya devam edecek."

0

Merhaba dostlar,

Sanat ve sanatçı terimlerini birçok açıdan ele aldığımızda belki de bu sıfatların bütünleştiği en büyük isimlerin başında bugün yitirdiğimiz usta sanatçımız Tarık Akan aklımıza gelir. 21 yaşından bu yana çektiği 111 film ve 4 tv dizisiyle, her oynadığı rolle hayatımızda iz bırakan, bunun yanında çektiği filmlerde toplumsal olayları çeşitli açılardan ele alıp, her zaman işçiden, ezilenden ve emekçiden yana olan onurlu duruşuyla da gönüllerde taht kurmuş çok değerli bir isimdi.

O kimimiz için Damat Ferit, kimimiz için Canım Kardeşim filminde, kardeşini kurtarmak için elinden geleni yapan mükemmel abi Murat…  Kimimiz için Sürüdeki Şivan, kimimiz için Seyit Ali Kimimiz için de en son oynadığı film olan Deli Deli Olma’daki rolü ile Mişka Dede idi. Kısacası o hep bizden biriydi ve her zaman bizden bir parçaydı.

16 Eylül sabahı onu 66 yaşında akciğer kanserinden yitirdiğimiz andan itibaren bizlerin de bir yanı eksik kaldı. Hem çok büyük bir yanımızı hem de çok büyük bir ustamızı yitirdik. Yıllarını Türk sinemasına veren ve ayrıca çok önemli bir eğitimci kişiliği olan sanatçımızın önünde saygıyla eğiliyor ve yaptığı her şey için ona bir kez daha sonsuz teşekkür ediyorum.

O da tıpkı Yılmaz Güney, Tuncel Kurtiz ve Erkan Yücel gibi, ölümsüz sanatçılarımız arasına katıldı. Rahat uyu büyük üstat seni hiç unutmayacağız. Şimdi gelin ustamızın bıraktığı ölümsüz eserlerinden bahsedelim.

Sanatın ta kendisi

Asıl ismi Tarık Tahsin Üregül olan usta sanatçı 13 Aralık 1949 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Oyuncu olmadan önce cankurtaranlık görevi yapan sanatçı, 1970 yılında dönemin en önemli dergilerinden Ses’in düzenlediği oyunculuk yarışmasına katılır ve yarışmayı birinci olarak kazanır. Yarışmadan kazandığı birinciliğin ardından 1971 yılında ilk filmi ‘Emine’ ile oyunculuk kariyeri başlamıştır. Bu film ile dikkatleri üzerine çeken sanatçı 1972 yılında ‘Suçlu’ ile 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülür ve bu film ile artık Yeşilçam’da yakışıklılığı ile ön planda yer almaya başlamıştır. Kazandığı bu özel ödülün ardından, bana göre tüm zamanların en özel filmlerinden ‘Canım Kardeşim’de Halit Akçatepe ile başrolleri oynar; bu film öyle bir filmdir ki, fakirliğe, çaresizliğe isyan eder ve kardeşi için yaptığı her türlü fedakarlıklar ile izleyenleri hüngür hüngür ağlatır ve tüm zamanların en duygusal filmi olur bu başyapıt. Ertesi yıl ise (1974) bir Ertem Eğilmez filmi olan ve büyük üstat Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı filminde Adile Naşit, Münir Özkul, Kemal Sunal gibi birçok değerli oyuncu ile yer aldığı ve onunla özdeşleşen Damat Ferit rolünü oynar. 1975 yılında vizyona girer ve Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden biri olarak sinema tarihimize geçer. Büyük bir ilgiyle karşılaşan filmin devamı niteliğindeki 1976 çıkışlı ‘Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı’da yer alan sanatçıyı tüm Türkiye tanımış ve Damat Ferit’ini bağrına basmıştır. Art arda gelen başarılı işlerin ardından, Hababam Sınıfı serisinden sonra Romantik komedi filmlerine yönelen usta sanatçı 1975 yılında Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı başrolleri paylaştığı ‘Ah Nerede’ adlı filmle büyük başarılar elde etmiştir. Bu başarıyı Romantik komedi tarzındaki diğer önemli işleri arasında yer alan Ateş Böceği (1975), Delisin (1975) gibi filmler sanatçının bu alandaki en çok sevilen filmleri arasına girmiştir.

Türk sinemasına yakışıklı jön olarak tarihe geçen sanatçı, genellikle yakışıklılığı, boyu, giyinişi ve saç stili ile Yeşilçam’ın “cici çocuğu” olarak anılıyordu fakat bunların da ötesinde toplumsal olaylara duyarlı olan sanatçı, artık duruşunu daha fazla yansıtma kararı alıp romantik komedi çizgisinden evrilip politik bilinçli filmler çekmeye karar verir. Sol görüşlü olan sanatçı 1977 yılında Zeki Ökten’in yönetmenliğini üstlendiği Melike Demirağ ve usta sanatçı Tuncel Kurtiz ile başrollerini paylaştığı Sürü adlı filmde oynamıştır. Artık Tarık Akan oyunculukta çok daha farklı bir çizgide ilerlemektedir. Sürü ile bıyıklı bir imaja da sahip olan sanatçı, bu başarılı filmin ardından 1978 yılında Cüneyt Arkın ile kameralar karşısına geçer ve Maden adlı film ile oyunculuktaki yerini sağlamlaştırmıştır.

Politik film ve ilerici duruşu ile artık daha çok yaşanan sorun ve sıkıntıları dile getiren sanatçı, 1982 yılında kariyerinin zirvesi olarak sayılabilecek Şerif Gören ve Yılmaz Güney’in yönetmenliğini yaptığı efsane film ‘Yol’ ile tüm dünyaya adını duyurmuş ve başrollerini oynadığı bu eşsiz film, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü alan ilk film olarak sinema tarihimize geçmiştir. Bu başarıyı sanatçının kariyerindeki diğer eşsiz filmleri Acı Dünya (1986), Halkalı Köle (1986) ve kariyerinin en önemli filmlerinden olan ve sanatçıya 27. Altın Portakal Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu ve 6. Altın Koza Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazandıran 1990 yılında Nurseli İdiz ile başrollerini oynadığı ‘Karartma Geceleri’ filmi takip eder.

Doksanlardan itibaren sinema kariyerine ara filmler çekerek devam eden sanatçı, o yıllarda daha çok Tv dizilerinde görülür. Sinema kariyerinde en son oynadığı film ise 2009 yılında çekilen ‘Deli Deli Olma’ isimli filmdir ve bu filmde Mişka Dede rolünü canlandırır usta sanatçı Tarık Akan.

Gerçek ve onurlu bir duruşa sahip bir Sanatçı “TARIK AKAN”

Filmlerinde her zaman işçinin, emekçinin ve ezilenin hikayelerini canlandıran usta sanatçı, aktivist kişiliği ile birçok protesto gösterisinde ve eylemlerde de yer aldı. Almanya‘da yaptığı bir konuşma yüzünden 1980 yılında 12 Eylül Darbesi’nde 12 yıl hapis cezası ile yargılanmış ancak 2.5 ay hücre hapsi cezası almıştır ve bir süre sonra da 31 Mart 1982’de beraat etmiştir. Tutarlı bir aydın olan Tarık Akan, birçok sözüyle de tarihe geçmiştir ve birçok protestoda halkla iç içe olup filmlerinde verdiği mesajları gerçek hayatına da taşımıştır. Yakın zaman öncesine dönersek 2013 yılında yapılan Gezi Parkı protestolarına destek vermiştir.

Özel yaşamı

Bugün üç çocuk sahibi olan usta sanatçı, ilk eşi Yasemin Erkut ile evliliğinden Barış Zeki Üregül, Yaşar Özgür Üregül ve Özlem Üregül isimli çocukları olmuştur. Hatta ilk çocukları Barış Zeki Üregül, 2009 yılında Tarık Akan’ın da oynadığı “Deli Deli Olma” adlı filmde babasının gençliğini oynayarak oyunculuk hayatına atılmıştır.

“Anne Kafamda Bit Var” (12 Eylül Anıları)

Onlarca film ve dizide canlandırdığı karaktere hayat veren aydın sanatçı, bu sefer kendi yaşadıklarını kaleme alıp, 12 Eylül döneminde tutuklandığı zamanı ve yargılanma sürecini konu alan “Anne Kafamda Bit Var” (12 Eylül Anıları) isimli kitabında ayrıca Yol filminin öyküsüne de yer vermiştir. Bir anı kitabı olan bu çalışma, 2002 yılında yayımlanmış ve daha sonra çeşitli baskıları çıkmıştır.

Oyunculuk öncesi

Türk Sinemamızın yakışıklı jönü olan usta sanatçı, oyuncu olmadan evvel yazımızın başında belirttiğimiz gibi Bakırköy’deki plajlarda cankurtaranlık yapmıştır ve bunun yanında sokaklarda işportacılıkta yapmıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makina Mühendisliği okuduktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu’na girmiş, bu okuldan da mezun olmuştur ancak bu meslekleri hiç yapmamıştır. 21 yaşındayken girdiği oyunculuk mesleğinde adım adım tepeye yükselmiştir…

Eğitime verdiği önem

Tarık Akan, her adımında ve konuşmasında eğitime çok önem veren bir insan olduğunu dile getiriyordu. Bunu bizzat 1991 yılında Bakırköy’de olan Taş Mektep adlı okulu açmasından anlayabilirsiniz ki bu okulu çok önemsiyordu.

Filmleri…

Şu ana kadar 111 filmde yer alan sanatçı, bu filmler arasında en çok Canım Kardeşim (1973), Hababam Sınıfı (1975), Ah Nerede (1975), Sürü (1977), Yol (1982), Karartma Geceleri (1990) isimli filmleriyle anılmış ve sevilmiş, büyük başarılara imza atmıştır.

Ödülleri…

1973 1973 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Suçlu
1978 1978 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Maden
1980 1980 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Adak ve Sürü
1982 Cannes Film Festivali En İyi Erkek Oyuncu – Yol (Aday)
1984 1984 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu Pehlivan
1985 Berlin Uluslararası Film Festivali – Gümüş Ayı – Pehlivan – Mansiyon
1989 1989 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Üçüncü Göz
1990 1990 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Karartma Geceleri
1992 1992 Adana Altın Koza Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Karartma Geceleri
1996 1996 Antalya Altın Portakal Film Festivali – Yaşam Boyu Onur Ödülü
2003 2003 Antalya Altın Portakal Film Festivali – En İyi Erkek Oyuncu – Gülüm
2006 Sinema Yazarları Derneği Ödülleri – Onur Ödülü
2007 Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği Ödülleri – Sinema Emek Ödülü

16 EYLÜL 2016 – Tarık Akan ölümsüzler arasında

Usta Sanatçı gerek duruşuyla, gerek çektiği filmlerle, gerek sözleriyle, gerek yakışıklı bir jön oluşuyla ve daha birçok özelliğiyle bugün hepimizin canından bir parça olup karıştı içimize, kimimiz onu daha çok romantik komedi tarzında filmleriyle… Kimimiz ise onu politik çizgideki filmleriyle sevdik… Tarık Akan, 16 Eylül 2016 günü bu dünyaya bedenen veda etse de, ruhen bıraktığı her güzellikle sonsuza kadar yaşayacak ve dün olduğu gibi yarınlarda da bizlere ışık olmaya, yolumuzu aydınlatmaya devam edecek. Bir kez daha önünde saygı ve sevgi ile eğiliyoruz Tarık ağabeyimiz…

Gökhan Toker
Önceki İçerikGürcistan Sinemasından 5 Film Önerisi
Sonraki İçerikAhmet Güven’in sekizinci albümü: “Günlerdir Uykusuz”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments