İyi ki! Bir “Çağlan Tekil” geçti, dokundu hayatımıza…

"Çağlan Tekil, yıllar önce Akmar pasajında “Saadeth” adlı dükkanda çekim kaset satarak bizlere bir nevi yön gösteren 3 kişiden biriydi."

0
Cem Arık ve Çağlan Tekil

Bir “Çağlan Tekil” gel geçti bu topraklardan… Henüz büyük yabancı rock grupları, Harbiye Açıkhava’da konser vermezken kendisi, yerli rock gruplarımızla Harbiye Açıkhava’da büyük katılımlı Laneth konserlerini düzenledi.

İlk fotokopi fanzinini çıkaran Çağlan Tekil, 1990’lara “Laneth” ismiyle damga vurdu, akabinde tirajlar öylesine arttı ve fotokopi basımı astarı yüzünden pahalı olunca ilk ofset olarak basılan dergi olarak da ilk oldu. Kısaca ilklerin adamıydı Çağlan Tekil.

Radyo Eksen’de yayınlanan rock müzik ve türevleri ağırlıklı programının adı da Laneth’ti. Kendini daha sonraları seri haline getireceği “Lanethli Konserler” ile de hep zirvede oldu.

Çağlan Tekil, yıllar önce Akmar pasajında “Saadeth” adlı dükkanda çekim kaset satarak bizlere bir nevi yön gösteren 3 kişiden biriydi. Genelde Taksim civarındaki mekanlarda da çalan Çağlan Tekil’in iyi ve köklü bir müzik külliyatı vardı. Arşivi ve müzik bilgisi muazzamdı.

Bir kere kendisini Bar Rasputin’de dinlemiştim. Motörhead’in frontman adamlarından Lemmy’i anarken, mekanda tek odak noktası onun çaldıkları olurdu ve adeta konuşmalar durur Çağlan ağabey dinlenirdi.

Yanılmıyorsam kendisine, Akmar’da Hammer müziğe uğradığım bir vakit Headbang dergisinin 2. Sayısını imzalatmıştım. Bir de anılara bugünden itibaren mıh gibi kazınan eski Rasputin Bar’da, bilenler bilir canlı müzik yoktur; her ay bir DJ orada performans yapardı. Bir gece arkadaşlarla uğradığımızda o da arkadaşları ile otururken yanına gittim; “Ağabey bir fotoğraf çekilebilir miyiz?” dediğimde naif bir sesle “Tabii ki de Cem hemen!” dediğinde yüzündeki o tebessümle,  son kez onunla anılara değer katan, ama bir o kadar da baktıkça hüzünlendiren iyi ki çekilmişiz yoksa Çağlan ağabeyi ölümsüzleştiremeyecektim diyorum.

Kısaca yaşım benim de artık 40’a geldi… Onun, 90’larda yaptığı konserlerine yaşım itibarıyla gidemesem de 1997 ve daha sonrasında onunla hoşbeş etmek, ondan kasetler almak, yaptıklarını takip etmek, Metal müzik camiasına kattıklarını hayranlıkla izlemek ve onun son dönem konserlerine gidebilmiş olmaktan dolayı kendimle gurur duyuyorum.

Çağlan Tekil, Çağlan ağabey! Sen hiçbir zaman ölmedin, belki fiziki anlamda aramızdan ayrıldın ama yaptıklarınla hala aramızdasın; çıkardığın fanzinler, Headbang dergileri ve kitaplarınla daima bizimle olacaksın.

İyi ki! Bir “Çağlan Tekil” geçti, dokundu hayatımıza…

Önceki İçerikEdebiyatın Çizgi ile Stilize Teması / Tülay Palaz Söyleşisi
Sonraki İçerikVedat Özkaya’dan türküyü dijital soundla buluşturan şarkı: “Gayba Düştüm”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments