Kahraman Deniz: “Ben sadece savaşıyorum ve buna tek bir kişi bile yardım edemiyor”

"Sanatçı olduğumu söylüyorlar ama bunun için önce sanat yapabilecek bir hayata ihtiyaç var."

0

Alternatif tarzda yaptığı şarkılarla dijital platformlarda dikkat çeken Kahraman Deniz’le müziğini ve gelecek planlarını konuştuk.

– Merhaba. Öncelikle sizi biraz tanımak isteriz. Bizlere kendinizden bahseder misiniz?

Kahraman Deniz: Hiç kimsenin işini tam yapmayı beceremediği bir ülkede, işini tam yapan ve bu sebepten ötürü hiç kimseyi gerçekten sevemeyen, içten içe en sevdiklerinden bile tiksinen ve bir an önce ölmeyi bekleyen bir adamım. Sanatçı olduğumu söylüyorlar ama bunun için önce sanat yapabilecek bir hayata ihtiyaç var. Sanat şu anda hepimiz için lüks. Ben sadece savaşıyorum ve buna tek bir kişi bile yardım edemiyor.

– İlk albümünüz ‘23’ farklı müzikal yapısıyla birçok kesimin dikkatini çekti ve geçen yılın en özgün albümlerinden biriydi. Aldığınız yorumlar genel olarak nasıl?

K.D.: Normal bir albüm işte. Müzisyen olmadığım için de nasıl besteler ve düzenlemeler yaptığımla ilgili pek fikrim yoktu, ne duymak istediysem onu çıkardım. ‘Birçok kesim’in de dikkatini çekmedi, çekseydi şu anda muhtemelen dev bir moda dergisi ile röportaj yapıyor olurdum. Yine de özgün olduğu konusunda hemfikiriz. Güzel yorumlar da aldım, kötü yorum yapan insanları hayatımdan çıkardım zaten. Olumsuz eleştiriye ihtiyacım yok, sürekli gelişim göstermek için çalıştığımdan dolayı zaman beni büyütüyor bir şekilde. Motivasyon daha önemli. Ayrıca, ikinci albümümün daha iyi olacağını düşünüyorum ve ‘23’ hakkında anlatabileceğim bir şey varsa bile bunu hatırlamıyorum. Ürettikten sonra o eserle ilişkimi keserim. Rahatlamak için üretilen bir sanat eserini kullanıp atmak, ona bağlanıp sanatçı egosunda boğulmaktan iyidir.

– Müziğinizde Rock müziğinin dışında farklı biçimler de yer alıyor ve kendinize özgün bir tarzınız var; bu yönünüzle birçok kesimde ilgiyle takip ediliyorsunuz. Peki siz nasıl tanımlıyorsunuz müziğinizi?

K.D.: Tanımlamıyorum, yapıyorum. Teoriler, pratikte yetersiz olanlar içindir.

– 2016 yılında yayımladığınız albümünüz ‘23’te en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de şarkı sözleriniz. Her şarkınızda hayatın izleri var ve bu yönünüzle birçok kişiyle dertleşiyormuşsunuz gibi bir his veriyor. Katılır mısınız buna?



K.D.: Bu işi yapmadığım zamanlarda dertleşmek istediğim zaman hiç kimse beni umursamazdı. Umursadığını düşündüklerim de kendi dertlerini anlatma sırasını beklerdi aslında. Şimdi daha çok umursanıyor, dinleniyor ve dertleşiyor olmak bana mutluluk vermiyor. Dinleyicilerimle iletişimim gayet iyidir, hiçbirini kırmamaya çalışıyorum, ama bunda epey zorlanmaktayım. Hiç dost edinmemiş birine göre, son zamanlarda epey dost ve dinleyici sahibi oldum. Benimle hiç iletişim kurmamalarını dilerdim aslında, sadece yapayım ve dinlesinler, izlesinler. O kadar. Dert de anlatmıyorum artık. İnsanlara savaşımı anlatacağım ve beni dinlemeyi seçmedikleri o eski günlerin her biri için paralarını alacağım. Ünlü olmayanların dertlerini bedava dinlemenin değerini öğrenecekler. Başaramazsam, gitmek hep var ve sadece giderim. Hayatıma hükmetmenin başka bir yolu vardır.

– Ve elbette biz ‘23’e doyamadan bize bir sürpriz yapıp, ‘Adamın Biri’ isimli bir çalışma yayımladınız. Yine çok güzel bir şarkı olmuş, bu şarkıdan biraz bahsedelim?



K.D.: Hip-hop piyasasının kirli yüzünü biliyorum ve hani olur ya, bir rapçi benim onu rap ile ezemeyeceğimi düşünür, en iyi müziği ve sözleri ürettiğini sanır; ben ona erken bir cevap verip sesini kesmek istedim. Fazlasına sebep olmak istemezler sanırım. Rap her sözünü sokaktan almıyor olabilir, bazen villalarda da yer alabilir, ama damarlarında kan dolaşan ve uğruna kan döktüren tek müzik türü rap’tir. Bunun bilinciyle yaptığım bir işti ‘Adamın Biri’… Tüm şarkılarımın toplamı gibi bir şey oldu. Onunla gurur duyabilirim galiba. Var olan her fikrimin özeti gibi.

– Pekâlâ, bundan sonra bizleri ne gibi sürprizler bekliyor?



K.D.: İkinci albümüm geliyor: ‘46’. Benim için çok önemli bir proje bu. Birkaç ay içinde beklediğim geri dönüşü alamazsam bu işi profesyonel olarak yapmayı tamamen bırakacağım. Tekli olarak yayınlayacağım şarkılar olur elbette, ama dediğim gibi, amatörce. Belki kitaplarımı yazmaya dönerim. Ölü topraklara tohumlarımı ekip senelerce bekleyecek kadar aptal değilim.

– Türkiye’de son yıllarda müzik tarzları açısından çok kaliteli tarzların yol aldığı bir dönemdeyiz. Bir yanda Nemrud gibi Progresif Rock ustaları, bir yanda Heavy Metal gruplarımız ve bir yanda daha sakin, sizin gibi alternatif tarzda müzik yapan isimler var… Ülkemizdeki bu müzikal gündemi nasıl buluyorsunuz?





K.D.: 20 yıl öncesine dönebilsek, o zamandan beri ne kadar gerilediğimizi iyi anlardık. Ülkece daha iyi olalım diye çalışıyoruz, olmazsa da bir kez daha hayata gelip tekrar deneyecek halimiz yok. Umuyorum ki daha kötü olmayacak bu işler. Yolumuzu buluruz bir şekilde. Sağlam tipler mevcut, gündem iyi durumda olmasa bile kötü olduğunu söyleyebileceğimiz bir tarafı yok. Denemeye devam edeceğiz.

– Çıkarmaya hazırlandığınız ‘46’ isimli ikinci albümünüzden de biraz bahsedelim, nasıl gidiyor çalışmalar ve ne zaman kavuşacağız albüme?







K.D.: Albüm çilesi sona erdi. 21 Nisan’dan itibaren ön siparişler iTunes’dan alınacak. 5 Mayıs’ta da tüm dijital platformlarda yerini alacak. 16 şarkı var içinde. Hiç duyulmamış ve duyulması gerekenlerle beraber, eski şarkılarımdan birkaçını da içeriyor.

– Bir yandan da başka müzisyenlerle bir araya gelip, bir şeyler üretmeyi seven bir sanatçısınız. Mesela, Asil Slang’le yaptığınız harika şarkı ‘Ölümün Kutsalı Yok’… Bu yöndeki çalışmalar olacak mı önümüzdeki günlerde?









K.D.: Asil gibi insanlar, aynı eserde buluştuğunuza ömür boyu gurur duyabileceğiniz sanatçılardır. Yaşına göre emeği ve aklı çok büyük, zamanının ötesinde biri daha olursa niçin yine olmasın? Bunlar beni de daha ileriye taşır. Öyle insanlar olduğu sürece, eserlerime davetliler olacaktır. Alelade biriyle çalışıp işlerime kir bulaştırmak istemem.

– Bir müzisyen olarak en çok hangi isimleri dinlersiniz ve hangi tarzlardan etkilenirsiniz?









K.D.: Beko & Emray, Tahribad-ı İsyan, Burak Alkın gibi dostlarım varken başkalarını dinlemeye çok ihtiyacım olmuyor; ama şu sıralar bazı arkadaşlarımın ‘sana çok benziyor’ dediği ve harbiden de kendime aşırı benzetip bana ayna tuttuğunu hissettiğim RY X dışında, sıklıkla Post Malone, The Weeknd, Drake, Eminem, Yelawolf, Kendrick Lamar, Eddie Vedder, Coldplay, James Vincent McMorrow, Junip, Lera Lynn, Ed Sheeran, Imagine Dragons, Foo Fighters dinliyorum.

– Son günlerde en çok beğendiğiniz ve okurlarımıza önereceğiniz bir grup veya müzisyen var mı?









K.D.: Yerli müzisyenler arasında kendimden başka hiç kimseyi önermiyorum. Yabancılardan önerebileceklerimin listesi uzun, fakat özellikle RY X dinlemenizi tavsiye ederim.

– NouvArt olarak sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için size teşekkür ederiz. Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?









K.D.: Hep olması gereken o zaten: İçtenlik. Röportajlardaki o ‘son söz’ klişesine gerek olmasın diye yeterince şey söylemeye çalıştım. İlginize teşekkür ederim ve dilerim ki anlaşılma yolunda yeterli ilhamı edinip insanlarla daha fazla paylaşabilirim. Kendinizi sevin. Ateşe devam.

Gökhan Toker
Önceki İçerikMirkelam şarkıları bizi özlemiş… :)
Sonraki İçerikBeaten Fame: “Biz müzikal yolculuğumuzda içimizden geldiği şekilde ilerleyebilmiş insanlarız”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments