Murat Arda: “TR!P, üretim yapan fikir işçilerinin dergisi”

0

Kısa bir süre önce yayın hayatına başlayan TR!P Dergi ilk sayısının ardından hatırı sayılır bir ilgi gördü. Derginin yayın yönetmeni Murat Arda ile TR!P dergi üzerine konuştuk.

– Derginin ismini bize biraz açabilir misiniz? TR!P ismi nereden aklınıza geldi?

Geçmiş, bugün ve geleceğimizi temsil edebilecek; bizi kültür, sanat ve bilim yolunda en iyi özetleyebilecek, biraz da hınzır bakış açımızı sembolize edebilecek bir isim düşündük. Hem psikedelik, hem komik hem de eğlencelik bir isim oldu bence TR!P. Aynı zamanda bilimsel dünya görüşümüzü ve kültür sanat “yolculuğumuzu” deklaratif olarak da genç bir tınıyla dışa vuruyor bana kalırsa. Dergimizin “isim babası” olmaktan mutluyum ama derginin tüm yazarları da beğendi ve sahiplendi bu ismi. Tribal bir iş oldu zaten dergi de, bilim ile sanatı, mizah ile müzik kültürünü dünyada harmanlayan çok fazla ana akım bir yayın bulmak kolay değil. Evrensel bir iş oldu TR!P ve hem Türkçe jargonda olması ama aynı zamanda uluslar arası bir mana da taşıması bizi doğru yansıttı diye düşünüyorum.

– Derginin ortaya çıkış sürecinden bizlere bahseder misiniz?

TR!P daha fikir aşamasındayken öncelikle “nasıl bir dergi olmaması gerektiği” konusunu masaya yatırdık. Sırf dergi çıkarmış olmak için dergi yapmak ve “furyaya katılmak” gibi ucuz yollara girmek yerine kaliteli bir içerikte diretmeye öncelik verdik. Deneyimli ve haysiyetli isimlerle uzun geceler boyunca “vasatın egemenliğine karşı özgün işler nasıl hayata geçirilebilir” diye kendi aramızda tartışmalar yaptık. Bu aşamada “Nasıl Müslüman Olduk”, “Osmanlı Gerçeği”, “Öteki Tarih” gibi kalbur üstü eserlere imza atmış değerli tarihçi yazar Erdoğan Aydın; Yabani Dergi, Seyfettin Efendi gibi sıra dışı çizgi roman serüvenlerini hayata geçiren sevgideğer insan, tecrübeli çizer Devrim Kunter, Prof. Dr. Uğur Batı, haşarı yazar Galip Dursun, hem sevimliliği hem pozitif ruh hali ile Trip Dergi’ye “yıldızlararası” bir hava katan sevgili Mete Atatüre gibi fikir, sanat ve bilim insanlarına özellikle minnettar olduğumu söylemeliyim. Trip Dergi’nin farklı konsepti bu isimlerin yol göstericiliği ile şekillendi.

– Peki bilim ile sanatı, edebiyat ile müziği birleştirme konusunu biraz açabilir misiniz?

Bilim insanlarının gerçeğe sadakatı her daim beni çok etkilemiş ve yayımlanan kitaplarıma da esin kaynağı olmuştur. Edebiyat ile bilimin işbirliği çok çekici sonuçlara yol açabiliyor. Carl Sagan’ın yazdığı “Mesaj” romanı ve bu romanın sinema uyarlaması bir film vardır; Jodie Foster, Matthew McConaughey ile birlikte harikulade bir performans gösterir. Burada bir astrofizikçinin olağanüstü sanatsal duyarlılığı ile ortaya çıkan sentez beni çok etkilemiştir. Carl Sagan ve eserleri, aynı zamanda bu yüce ruhlu bilim insanının imza attığı belgesel filmler, romanından uyarlanan ve “Contact”tan “Interstellar”a uzanan bilim-roman-sinema işbirliği, edebiyat, beyazperde ve bilimin harmanlandığında nelere yol açabildiğinin bir şahikası gibidir. Bununla birlikte, güzel karakterli bilim insanları ile kurduğum dostluklar da Trip Dergi’ye esin kaynağı oldu diyebilirim. Örneğin, Prof. Dr. Kerem Cankoçak, Prof. Dr. Mete Atatüre gibi hem yaramaz çocuk imajlarına hem de nitelikli, seçkin bilim insanı profillerine sahip kişilerin aynı zamanda olağanüstü sanatsal ve insani yanlarına da şahitlik ettim ve Trip’in ana omurgasını bu şekilde oluşturdum. Öte yandan nitelikli sanat üreten çoğu bireyin içindeki bilim aşkını da göz önünde bulundurduğumda tüm bu değerlerin ortak bir platformda buluşması gerektiğine kani oldum. Trip Dergi de bunun entelektüel anlamda simgesi gibi oldu. Tabi daha yolun başındayız. Çok eksikliklerimiz var. Ama okurlardan gelen ilk tepkiler çok motive edici.

– Daha önce Delikasap ile sizi tanıdık. Trip ile Delikasap arasındaki benzerlik ve farklılıklar nedir? Dergiler arası rekabete dair neler söyleyebilirsiniz?

Yazarlarımız arasında olsun diye kendisine çok dil döktüğüm değerli psikiyatrist dostumuz Dr. Saffet Murat Tura’nın çok sevdiğim bir lafı var, “hırs, rekabet, kin, nefret; tüm bunlar küçük hesaplardır” diyor. Dolayısıyla biz, dijital yayıncılık deneyimimizle çağdaş ve geleneksel dergicilik tecrübelerimizi birleştirip Türkiye’nin ilk “bilimsel rock’n’rolla mecmuası”nı okura sunma derdindeyiz. Dijital ortam ile fiziksel yayımcılığı bütünleştirici bir anlayışımız olacak. Delikasap bir heavy metal dergisiydi ve şimdi biz de TR!P dergide bilim insanları ile rockçıları, sanatçılar ile punkları, edebiyatçılar ile çizgi romancıları buluşturduk, gururluyuz, mutluyuz. Delikasap ile TR!P kardeş yayınlar, birbirini destekliyorlar.

– Trip Dergi ilk sayısı ile hatırı sayılır bir ilgi gördü. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Bu ülkede sadece vasatlık ve hayat düşmanlığı yok. Müthiş bir gençlik potansiyeli, canavar gibi, zehir gibi çocuklar var ve TR!P onların dergisi olacak. Bir yanda gericilik, ahlaksızlık, çürüme, akıl yürütmeden yoksun bir pespayelik ve ruhani ihtiyarlık öte yanda güzellik, bilime, doğaya, hayata ve sanata hayranlık duyan manen genç, zeki ve güzel insanlar. TR!P dergi işte bu öte yandaki bilim, sanat ve edebiyat sevdalıları ile kucaklaşma derdinde. Güzelin, estetiğin ve daha iyi bir dünyanın peşinde.

– Bilim ve sinema dünyasından meşhur isimlerle isimlerini ilk defa duyduğumuz yeni yazarları da görüyoruz kadroda. Trip Dergi’nin biraz daha içeriğini öğrenelim?

Cambridge Üniversitesi’nde hoca olan ve aynı zamanda sıkı bir rocker olan bilim insanı dostumuz Prof. Dr. Mete Atatüre, şiir sanatı ile edebiyatı, ilham ile emeği Einstein ile Picasso arasındaki bağları okuyucuya lezzetli bir dille sundu. Zenne başta olmak üzere birçok önemli filme imza atan Caner Alper, kaleminin de ne kadar kudretli olduğunu Hollywood’tan yazdığı mektuplarla Trip Dergi’de ispatladı. Semra Doll gibi korku sinemasının cazibeli kraliçelerini yakın plana alan çılgın yazarlarımızdan, dünyaca ünlü metal grubu Motörhead’in yüce ruhlu solisti Lemmy Kilmister’ın ölmeden önce yaptığı son röportajı sayfalarımıza taşıyan Mahmut Saral, Tuğçe Madayanti Dizici, genç eleştirmen Koray Sarıdoğan, Tarkan Konar, akademisyenler Burcu Okay, Prof. Dr. Uğur Batı, Ferhat Uludere, büyük tarihçi Erdoğan Aydın, Münir Tireli ve daha birçok arkadaşımız yazar olarak Trip’te sıra dışı mevzulara el attılar. Bununla birlikte çizgi roman, sinema ve bilim kurgu sayfalarımızla da çok iddialıyız. Daha fazla spoiler vermeyeyim. Mayıs sayısı ile birlikte eleştirmen Ali Şimşek, bilim yazarı Tevfik Uyar, uzay bilimci Dr. Selçuk Topal ve daha birçok sürpriz sanatçı da “tribe” girecek. Yıldıray Şahinler’den Erkan Can’a, Dr. Saffet Murat Tura’dan Levent Üzümcü’ye kanca atıp “tribe sokmadığımız” fikir işçisi, filozof ve sanat erbabı kalmadı diyebilirim. Her şey daha nitelikli ve kalıcı bir aylık dergi için…

– Lemmy Kilmister ve Aydın Boysan artık aramızda olmayan fakat enerjileri ile derginin ruhunu besleyen iki isim. Her iki isimle gerçekleştirilen röportajların hikâyesi nedir? Dergide her iki röportaja da yer verilmesi nasıl bir süreçle gerçekleşti?

Dünyaya bakış açılarını sevdiğimiz iki değerli abimiz Lemmy Kilmister ve Aydın Boysan. İkisi de iyi birer içici, iyi birer sanat erbabı. Sağlıklarındayken yaptığımız röportajları her ikisi de yıldız tozu olduktan sonra gün ışığına çıkardık, bu biraz da TR!P derginin bir alışkanlığı gibi oldu. Mayıs sayısında öteki dünyadan “asral seyahat” ile bu defa da bizlere Türkiye’nin Elvis Presley’i Erol Büyükburç seslenecek. Değişik kafalarla bu dünyadan ve öteki diyardan sohbetlerimiz sürecek.

– Sinan Doyan’ın İlhan İrem ile ilgili kaleme aldığı yazı sanatçının kendisi tarafından da incelenerek dergide yer verilen bir çalışma. Müzik camiamız için böylesine önemli bir ismin ilk sayınızda derinlemesine incelenmesi de oldukça başarılı bir iş. Peki, bu tarz çalışmaları yeni sayılarınızda da görecek miyiz?

TR!P farklı disiplinlerde, alanlarına hâkim uzman yazarlar, bilim insanları ve akademisyenlerden, bir fanzin hissiyatı ve amatörlüğü ile yazarlık yaşamına yeni adım atan gençlere değin çok geniş bir koalisyonu içeriyor. Çok başarılı müzik araştırmacıları var ve onların titiz çalışmaları vasıtasıyla hayata bakışı değerli tüm müzik emekçilerine sayfalarımızda yer vereceğiz. İlhan İrem, Türk pop müziğinde bir mihenk taşı, kült bir karakter. Onun gibi kalburüstü müzisyenler elbette ki dergimizde hep konuk olacaklar.

– Trip Dergi yaşadığımız ülkenin sınırlarını çok çabuk aştı. Özellikle Münir Tireli’nin Kourosh Yaghmaei yazısının İran’da oldukça ilgi gördüğünü sosyal medya aracılığıyla gördük. Yurtdışından gelen tepkileri nasıl değerlendirirsiniz? Memnun musunuz?

Gerek İlhan İrem gerekse de Kourosh Yagmaei kendi resmi hesaplarında TR!P dergideki röportajlarından bahsettiler ve elbette ki bu durum bizi çok mutlu etti. Halkların kardeş olduğunu ve sanatın bizleri nasıl da birleştirebileceğini ispatladı bu durum. Umuyoruz ki bu barışçıl kültür alışverişi yönetenlere de bir ders verir. Bununla birlikte Avrupa’dan, Amerika’dan Marilyn Monroe hastalarından dergimizi edinmek isteyenler çıktı. Hepsine de dergimizi ulaştıracağız.

Yazar kadronuz hakkında yeniden konuşmamız gerekirse. Kadroda bir süreklilik olacak mı yoksa her sayı değişiklikler görecek miyiz?

TR!P dergisinin bir tarzı var; bilim, sanat, edebiyat, müzik, çizgiroman, bilimkurgu, tarih gibi farklı disiplinleri harmanlıyor. Bu alanlarda üretim yapan fikir işçilerinin dergisi TR!P. Hem sürekli yazanlarla hem de konuk yazarlarla Türk okuruna ilginç bir dergi okuma serüveni yaşatmayı hedefliyoruz. Burada önemli olan içeriği zenginleştirmek ve okura saygılı bir dergi yayımlayabilmek. Yazı seçimini de bu felsefeye bağlı kalarak belirliyoruz.

Gelecek sayılarda bizi ne gibi sürprizler bekliyor?

Çok değerli tecrübeli isimler ile çok yaratıcı genç yeteneklerin kolektif üretimiyle yayımcılık tarihimizde iz bırakacak, etkili, fantastik, bilimsel ve eğlenceli bir bilim-sanat-kültür dergisi olarak sürprizlerimize hazır olun.

Trip Dergi’yi nerelere dağıttınız?

Türkiye’nin her noktasına ulaşan, D&R’lar başta olmak üzere dergi satan her yerdeyiz. Samsun’dan Hakkari’ye, Yozgat’tan Muş’a, Rize’den Kahramanmaraş’a yaygın ve etkili bir dağıtım yapıldı. Buralarda da Trip gibi hayata farklı bir pencereden bakan yayınları özleyen bir okur kitlesine ulaşabileceğimize inandık. Ayırım yapmadan yetmiş yedi vilayete Trip Dergi’yi yolladık. Ezcümle; bilimi, edebiyatı, felsefeyi, laikliği ve müzik kültürünü memleketin dört bir yanına dağıtmış olduk. Umuyoruz ki okurda karşılığını bulur. Dergimize ulaşamayanlar sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirler; onlara en yakın noktaları hemen onlara iletebiliyoruz. Facebook, Twitter ve Instagram’da Tripdergi olarak bizlere istedikleri zaman yazabilirler.

Bu keyifli röportaj için size teşekkür ederiz. Yeni sayılarınız için başarılar diliyoruz. Son olarak Trip Dergi okuyucularına ne söylemek istersiniz?     

Onların bu ülkenin en özel insanları olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin yaratıcı potansiyeline güveniyoruz. Nazım Hikmet’in de dediği gibi: “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler ve motorları maviliklere süreceğiz.” TR!P dergi emekçileri olarak hepinize teşekkür ediyoruz. Dergimizi sevenler sosyal medyada fotoğraflıyor, arkadaşlarına tavsiye ediyor ve bu bizler için çok motive edici oluyor. Çünkü “malum medya” çağında bizim tanıtım olanaklarımız sınırlı ve nitelikli okurun bizimle dayanışması da TR!P derginin yoluna devam edebilmesi için çok önemli.

Uğur Hakan Hacıoğlu
Önceki İçerikParlak Yazarlar Kafesi’nde kahvesini DNA’lı içen yazar: “Burcu Seçmeer”
Sonraki İçerikMahlas, Polisiyenin Şanından mıdır?
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments