Murat Aziret ile Müziğin Kalbinde 38 Yıl

Tarkan, Ajda Pekkan, MFÖ gibi müzik dünyasının ileri gelen isimleriyle aynı sahneyi paylaşan Murat Aziret, 38 yıllık müzik yolculuğunu ve tecrübelerini anlattı.

0
Murat Aziret ve Efe Kocabıyıkoğlu buluşmasından bir fotoğraf
Murat Aziret - Efe Kocabıyıkoğlu

Tarkan, Ajda Pekkan, MFÖ gibi müzik dünyasının ileri gelen isimleriyle birlikte aynı sahneyi paylaşan Murat Aziret, dönüm noktalarını ve 38 yıllık müzik yolculuğunu NouvArt okurları için anlattı.

Kariyerini ve Türkiye’de müziğin geldiği durumu yorumlayan Aziret, şu an aktif olarak birlikte sahne aldığı Ajda Pekkan ve MFÖ için, “İki tane çok önemli şansım var hayatımda, Ajda birincisiydi ve daha ne olur demeden MFÖ oldu.” ifadelerini kullandı.

Efe Kocabıyıkoğlu: Murat Aziret müziğe nasıl başladı?

Murat Aziret: Bir düğünle başladı aslında müzik kariyerim. 80’li yıllarda Avrupa’da pop müzik patlamış, Türkiye’de de o dönem piyanist şantörlük dediğimiz bir müzik var. Nejat Alp, Metin Kaya, Arif Susam, Ümit Besen gibi isimler var. Evde arkadaşımla onları söylüyorduk. Eniştem akrabamızın düğününde çalmamızı istedi. Arkadaşım Selahattin çaldı, ben söyledim. O düğünden sonra iş teklifi aldık ve ilerledik. Sene 1988 olması lazım. Yani müzik hayatım bir düğünle başladı.

Efe Kocabıyıkoğlu: 37-38 yıldır sektörün içinde biri olarak bu kadar yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Murat Aziret: Kendi adıma çok mutluyum çünkü müzikal anlamda bir sürü şeyi yapabilme yeteneğine sahip bir insanım ve müzik yolculuğum bundan çok faydalandı. Önce şarkıcılık yaptım sonra 1996 yılında Metin Arolat, benim bu işe back vokal olarak geçmemi sağladı. Şarkıcılık zaten vardı ama back vokal daha sonra hepsinin önüne geçti ve birinci sıraya yerleşti. Back vokalde isim yapmaya başladım. Oradan Ajda ve Tarkan’a şu an MFÖ’ye ulaştım. MFÖ back vokalle alakalı zirvedir. Türkiye’nin en önemli vokal grubunda şu an Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile birlikte ben de vokal yapıyorum. Ayrıca baktığın zaman dünyada eşi benzeri olmayan bir kadının yanında, yıllardır Ajda Pekkan sahnesindeyim. Ajda Pekkan bu yüzden benim için çok özeldir. Ajda’nın çalışma azmi ve tecrübesi bana çok örnek oldu. Ajda’nın yanında bambaşka bir kariyer oluşturdum. Mesleki kariyerim bu yıllar içerisinde şarkıcı olarak değil back vokal olarak ilerledi ve çok ünlü bir back vokal oldum. Kısacası müzik yaşantım bu şekilde buralara geldi.

Efe Kocabıyıkoğlu: Back vokal olarak devam ettiğinizi ve zirve yaptığınızı söylediniz. Bir sürü ünlü isimle sahne aldınız. Peki iyi bir vokalist nasıl olunur? Vokalistliği nasıl tanımlarsınız?

Murat Aziret: İyi bir vokalist bir defa işini sadece ben buradan ünlü olurum diye düşünmeden burayı basamak olarak görmeden back vokal sahneye nasıl katkı veriyor onu düşünerek olunur. Genç meslektaş adaylarıma çok müzik dinlemelerini, çok farklı tarzlar dinlemelerini ve eski-yeni müzik ayırt etmemelerini özellikle tavsiye ediyorum. The Manhattan Transfer, MFÖ ve günümüzün güncel vokal gruplarını da takip etmeleri gerekir. Bunun dışında back vokalin başlı başına bir iş olduğunu bilerek ve severek yapmalılar. Kayıt alsınlar ve kendilerini dinlesinler ancak böyle kendilerini geliştirirler.

Efe Kocabıyıkoğlu: Kariyerinizin dönüm noktası olarak gördüğünüz, “Bu benim dönüm noktamdır.” dediğiniz bir an oldu mu?

Murat Aziret: 2008 yılında Ajda Pekkan sahnesine girmem. 2008 yılının Nisan ayında Aykut Gürel sayesinde başladı. O dönem 38 yaşındaydım ve ondan sonra her şey daha da ivmelendi. Tarkan’la 2011 yılında Ajda Pekkan’ın “Farkın Bu” albümünün çalışmalarında bir araya geldik. Muhteşem bir atmosferdi güzel anılarımız var. Tarkan’la aynı mikrofonda Ajda’nın “Yakar Geçerim” şarkısına vokal yaptık. Yani genel olarak dönüm noktam 2008 yılıdır Ajda sahnesine girişimdir.

Efe Kocabıyıkoğlu: MFÖ ile yolculuğunuz nasıl başladı?

Murat Aziret: Turhan ağabey yıllardır MFÖ’nün ekip şefi, Mazhar Alanson’un solo işine davet etti ve öyle başladı. 8 Temmuz 2023’te Özkan Uğur vefat etti ve ondan sonra Mazhar Alanson’un solo işlerinden Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in yanında yer aldım. İlk “Ele Güne Karşı” albümü çıktığında o albümü alıp dinlemiş daha sonrasında “Vak The Rock” albümünü dinlemiş hatta ezberlemiş bir çocuktum. Küçükken dinlediğim şeyler 50’li yaşlarda karşıma çıktı ve şimdi onlarla birlikte sahne alıyorum. Böyle bir şey olma ihtimali milyonda birdir. Ajda keza öyle. İki tane çok önemli şansım var hayatımda, Ajda birincisiydi ve daha ne olur demeden MFÖ oldu.

Murat Aziret'in ismi yazılı fotoğrafı.

Efe Kocabıyıkoğlu: Türkiye’de bu kadar büyük isimlerle Tarkan, Ajda Pekkan ve MFÖ ile birlikte işler yaptınız ve yapıyorsunuz. Tecrübenize dayanarak iyi bir şarkıcıyı nasıl tanımlarsınız?

Murat Aziret: İyi bir şarkıcı Allah vergisi bir ses rengine sahip olmalı bu birinci unsur. Diğer herkesten farklı kendine ait bir ses rengine sahip olması lazım. Kendine ait bir okuma tavrı ve stili oluşturmalı ama bunu yaparken şarkıların ruhunu kaybetmemeli. O şarkının ruhunu ve kendi stilini birleştirip yorumlamalı. Bu özelliklere sahip şarkıcılar bence diğerlerinin önüne çıkabiliyor. Yeteneğin dışında eğitimle de kendinize bir şeyler katmak gerekiyor. Hem yeteneği hem de eğitimi olan insanlar, başarılı olma ihtimali yüksek olan insanlar oluyor. Kendi donanımlarını kendi artırmaları lazım. Şu an şarkıcılığa ilgi duyan bütün genç insanlara da aynı şeyi tavsiye ederim.

Efe Kocabıyıkoğlu: Yeni nesil sanatçılar arasında beğendikleriniz var mı?

Murat Aziret: Var tabii. Türkiye’de tabi iyi gruplar ve iyi şarkıcılar var. Sena Şener var. Dolu Kadehi Ters Tut, Son Feci Bisiklet, Can Ozan, Emir Can İğrek bu gençleri başarılı buluyorum. Güzel şarkıları olduğunu düşünüyorum. Bununla alakalı etrafımdaki genç insanların bana katkısı oluyor. Onlardan öğrendiklerim oluyor. Güzel şeyler yapan gençleri seviyorum. İnşallah yolları çok açık olur.

Efe Kocabıyıkoğlu: Türkiye’de müziğin geldiği durumu nasıl görüyorsunuz?

Murat Aziret: Hep 90’lar derler 90’ların dışında 70’ler ve 80’lerin bana kalırsa her dönemin kendine ait bir ruhu vardı. Şu anda müziği ben ruh olarak eksik buluyorum çünkü iyi müzik yapmaktan ziyade, çok para kazanalım algısı var. Şu an müziğin geldiği durumu ben eğitim seviyesi ve sosyal ortamla alakalı olduğunu, toplumun müziğe fazla etki ettiğini düşünüyorum. 90’ların başında özel televizyonlar veya radyolarda o onun klibinde oynuyordu, öbürü diğerine vokal yapıyordu. Kimse kimseye menfaat amaçlı bakmıyordu, her şey sevgiyle ve arkadaşlıkla yürüyordu. O ruhun olması lazım. Şimdi bence eksik olan bu, ruh yok. Bunun için toplumun normal eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve sanatsal eğitimin öne çıkarılması gerekiyor.

Efe Kocabıyıkoğlu: Son yıllarda rap müziğin yükselişini nasıl yorumluyorsunuz?

Murat Aziret: Rap müziği ben ikiye ayırıyorum. Şanışer var mesela onu seviyorum yaptığı işleri de başarılı buluyorum. Ceza’yı zaten seviyorum. Bunlar kaliteli rap. Bir de argo, küfür dolu rap var. Küfür kullanabilirsin o da müziğin içinde baktığın zaman ama bence bunu devamlı yapmamak veya bunu müziğin şekli haline getirmemek gerekiyor. Ben bu durumlara çok katı yaklaşmıyorum. Renkler ve zevkler tartışılmaz diye düşünüyorum.

Efe Kocabıyıkoğlu: Ufukta yeni bir proje var mı?

Murat Aziret: Var. Şimdi Ajda Pekkan şarkılarını flamenko tarzda yorumları üzerine bir projeyle ilgili çalışıyorum. 27 Kasım’da Etiler La Boucherie’de de bu işin ilk sahnesini yaptım. Bu işi inşallah büyütüp birkaç mekânda daha sahnesini yapmak ve hatta bu sezon yani önümüzdeki sene bunlarla ilgili işleri fazlalaştırmak istiyorum. Güzel bir iş olacağını düşünüyorum. Kendi sahnelerimi de yapmak istiyorum, sahnelerimin keyifli olduğunu düşünüyorum.

Önceki içerikYapay Zekâ, Müzik ve Telif
Sonraki içerikBu Hafta Vizyona Giren Filmler (5 Aralık 2025)
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments