Ezgi Pekel: “Ürettiğiniz şarkının her aşamasında olmak o şarkıyı sizin için daha değerli kılıyor.”

"Hayat normal akışında devam ederken bizlerin işlerimizi yapamıyor olmamız bizi yalnız ve dışlanmış hissettirdi."

0
Ezgi Pekel / Fotoğraf: Emre Kılıç

Ezgi Pekel ile son çalışması “Senden Kalanlar” sonrası keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisiyle müziğe başlama sürecini, profesyonel kariyerinin başlangıcını, çocuk tiyatrolarını, son çalışmalarını ve pandemi sürecinde üretim yapmanın zorluklarını konuştuk.

– Çocukluğunuz itibarıyla müzikle iç içeydiniz. Bir müzisyenin üretim hayatında çocukluğu sizce ne kadar önemli? Üretim sürecinizde 90’lı yıllardan, çocukluğunuzdan besleniyor musunuz?

Ezgi Pekel: Bence çok önemli… Çocukluk dönemi hayatınızın temeli gibi. Üstüne koya koya ilerlersiniz, gelişirsiniz. Ben de çok şanslıyım ki müziğin, sanatın, modanın, teknolojinin güzel zamanı olan 90’lı yıllarda geçirdim çocukluğumu. Elbette o dönemde gördüğüm, dinlediğim, yaşadığım şeylerin etkisi bugünlerime katkıda bulunmuştur.

– Yazmış olduğunuz şarkı sözleri lise yıllarınızda tuttuğunuz günlükten ortaya çıkmış. Günlükte yazdıklarınızın şarkı sözlerine dönüşme süreci nasıl başladı? Günlüğü tutmaya başladığınızda böyle bir hedefiniz olmuş muydu?

E.P.: Aslında günlükten çok yaşadığım önemli anları ya da aklıma gelen kelimeleri, cümleleri yazdığım bir not defteri gibiydi. İlerde bir gün işime yarar diye düşünerek yazdığım bir şey değildi. Albüm yapma fikri ortaya çıkınca önce elimdeki sözleri değerlendirmek istedim ve yazdığım, not aldığım o cümleleri bestelemeye başladım. Saklı bir hazine gibi oldu.

Fotoğraf: Emre Kılıç

– 2015 yılı ve sonrasında tamamen müziğe odaklandığındınız. Ki üretimleriniz de bunu ortaya koyuyor. Tamamen müziğe odaklanma kararını nasıl aldınız?

E.P.: Üniversite yıllarında part – time bir çalışma dönemim olmuştu. Okul bitince bir seneye yakın da bir reklam ajansında metin yazarlığı yaptım. Çok tecrübe etme fırsatı bulamasam da kurumsal hayatın ya da normal bir iş yaşantısının beni mutlu etmeyeceğini fark ettim ve tamamen müziğe doğru yöneldim.

– 2018 yılında söz ve müziği Aykut Acarlar’a ait “Uzağımda Olsan Bile” ve “Saklı Kaldı” adlı iki single çalışması ile profesyonel olarak müzik dünyasına adım attınız. Profesyonel ilk çalışmalarınızın üretim sürecinde neler yaşandı? O günlere dair neler hatırlıyorsunuz?

E.P.: Tabiri caizse ‘toy’ dönemlerimdi o zaman. Önce özgüven kazanmam gerekiyordu. Kendi şarkılarımla adım atmaktan çekindim sanırım. “Uzağımda Olsan Bile” ve “Saklı Kaldı” çok aşina olduğum, söylemekten keyif aldığım şarkılardı. Bu şekilde ilerlemenin daha iyi olacağını düşündüm. O yüzden kayıt süreci de benim için rahat geçti.

Fotoğraf: Emre Kılıç

– Önceki çalışmalarınızdan biri olan “Aciz Aziz” ile Red Bull Warm Up 2020’de ilk 10’a kaldınız. Bu tecrübeden bizlere bahseder misiniz?

E.P.: Son ana kadar katılıp katılmamak arasında kararsız kaldım. Sonra şansımı denemek istedim. Son başvuru tarihine bir gün kala şarkıyı yazdım, sonra Aykut Acarlar ile besteledik. Aynı gece Caner Hız aranjesini yaptı, kaydedip, video çekip gönderdik. Toplamda her aşama 24 saat içinde tamamlandı diyebilirim. Dinleyicilerden oy alarak ilk 10’ a girmek bizi çok mutlu etti çünkü gerisi jüri aşamasıydı ve kriterleri, beğenileri neydi bilemezdik. Şarkıyı asıl paylaşacağımız kişilerin onayı bizim için her zaman daha önemli.

– Do it yourself akımının içerisinde yer alarak ekibinizle birlikte bir şarkının tüm üretim aşamalarında yer alıyorsunuz. Tüm sürecin içerisinde yer almanın size kattığı tecrübeler nedir?

E.P.: Ürettiğiniz şarkının her aşamasında olmak o şarkıyı sizin için daha değerli kılıyor. Çünkü gerçekten bir şarkı üretenden dinleyiciye ulaşana kadar birçok zorlu aşamadan geçiyor. Bunların her aşamasını tecrübe etmek sizi teknik anlamda daha bilgili manevi anlamda daha titiz yapıyor.

– Çocuk oyunları için de bestelemiş olduğunuz müzikler var. Adana Şehir Tiyatrosu ve özel tiyatrolarda sahnelenen “Kırda Bir Yaz Sabahı”, “Mıstık ile Fıstık”, “Sevgi Ormanı”, “Gökkuşağının Altında” isimli çocuk oyunlarının müziklerini bestelediniz. Müziğinizin çocuklardan, tiyatrodan hatta görsel sanatlardan beslendiğini söylemek mümkün mü? Çocuk tiyatroları için üretimleriniz devam edecek mi?

E.P.: Bir anlamda mümkün… Çocuk tiyatrolarına müzik yapmak için onların dilinden anlamanız gerekir. Bir yanınızın çocuk kalması gerekir. Ben de bu besteleri yaparken ben çocuk olsam ne hissederdim, bu sahnede ne duymak isterdim diye düşünürüm. Sahneler açıldığı, oyunlar başladığı zaman tabii ki seve seve devam etmek isterim.

– “Senden Kalanlar” kısa bir süre önce dinleyicilerle buluştu. Yaz aşkı ve mektuplar… İnsana nostaljik bir yolculuğun içerisinde hissettiriyor. Şarkıya gelen ilk tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

E.P.: Ne mutludur ki duymak istediğim cümleleri duyuyorum. Tam da sizin söylediğiniz gibi dinleyenleri eski günlerine, yaz aylarının o romantikliğine, sonra da tatilden eve dönmenin ve o güzel anıları geride bırakmanın hüznüne götürdüğünü söylüyorlar.

– “Senden Kalanlar” şarkısının üretim süreci nasıl geçti? Kimlerle çalıştınız? Bu süreç içerisinde unutamadığınız bir anı var mı?

E.P.: Geçen yaz tatil dönüşü yazmış ve bestelemiştim “Senden Kalanlar” şarkısını. Aylar sonra kayıt süreci başladı. Aranjesi ekibin gitaristi Caner Hız’a, mix ve masteringi de davulcumuz Aykut Acarlar’a ait. Bas gitarda Mert Ataözü var. Trompette de Evren Can Gündüz’ ün ekibinden tanıdığınız Efe Gazi bize eşlik etti. Pandemi sağ olsun(!) maskelerimizi takıp prova stüdyosuna girip şarkıyı çalıştığımız saatleri unutamam.

– Şarkının üretim süreci sosyal mesafelerin, pandemi sürecinin içerisinde gerçekleşti. Pandemi sürecinin müzik ve müzisyenler üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

E.P.: Bu süreçte elbette herkes çok yıprandı ama biz müzisyenler hem maddi hem manevi anlamda fazlaca yaralandık. Hayat normal akışında devam ederken bizlerin işlerimizi yapamıyor olmamız bizi yalnız ve dışlanmış hissettirdi. Bir kısmımız müziğe küstü, bir kısmımız geçinebilmek için başka işlere yöneldi. Tam manasıyla dağıldık. Bu kırgınlıklarımızı geride bırakıp hayat gerçekten normale döndüğünde eskisi gibi olabilir miyiz bilinmez. Umarım oluruz.

– Akademik olarak Marka İletişim bölümü mezunusunuz. Günümüzde dijital medya kullanımı sanatçıların üretim, duyuru ve paylaşım sürecini sizce nasıl etkiliyor? Siz sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz?

E.P.: Dürüst olmak gerekirse ben çok fazla sevmiyorum. Elbette avantajlı tarafları var. Normalde çok sayıda insana kendinizi, şarkılarınızı duyurabilmek için büyük bütçelere, PR alanında çalışan insanlara ihtiyaç duyarsınız. Sosyal medya platformları sayesinde bunu daha az bütçeyle ve kendiniz yapabiliyorsunuz ama bu bir avantaj mı dezavantaj mı tartışılır. Bu kadar kolay görünmesi yapılan işin değerini küçültüyor ve basitleştiriyormuş gibi geliyor bana, özellikle de bu pandemi döneminde. Her hafta yüzlerce şarkı giriyor platformlara. Hepsi nasıl dinlenebilir ki? Kurunun yanında yaş da yanıyor deyimi çok uygun sanırım bu durum için. Aşırı dijitalleşmek üretimde aynılığa, duygusuzluğa, ‘ne tutuyorsa onu yapayım’ a da itiyor bir yandan ama mecburuz dönem böyle bir dönem. Dediğim gibi çok aktif olarak kullanmasam da ben de kendimi ve şarkılarımı anlatmak için gerekli dozda sosyal medya kullanıyorum.

– Geleceğe dair konuşmak gerekirse… Yakın zamanda gerçekleşecek olan yeni çalışmalarınız var mı?

E.P.: Yakın zamanda çıkan şarkım “Senden Kalanlar” ın ve geçen yaz yayınladığım gönlümüzün birincisi “Aciz Aziz” in canlı akustik performanslarını kaydettik ve aynı anda da videolarını çektik. Önümüzdeki haftalarda onları paylaşacağım. Önümüzdeki yaz da bir lunaparkta klibini çekmek istediğim “Atlıkarınca” isimli şarkımı yayınlamayı planlıyorum.

– Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

E.P.: İmkanları el verdikçe, şu an işlerini yapamayan sanatın her dalından insanı desteklemelerini ve morallendirmelerini rica ediyorum çünkü bu süreç sona erdiğinde manevi olarak iyileşmek için hepimiz birbirimize ihtiyaç duyacağız. Son olarak bu dönemi fiziksel ve zihinsel olarak sağlıkla atlamalarını diliyorum.

Önceki İçerikTarık Koray’dan yeni single: “Moondance”
Sonraki İçerikİlkinin daha dumanı tüterken, Netflix, Enola Holmes 2’yi müjdeledi
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments