Nobel Koleksiyonu’ndan 300’e yakın eser Pera Müzesi’nde

Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundan 300’e yakın eser, “Ve Şimdi İyi Haberler” sergisiyle Pera Müzesi'nde.

0

Pera Müzesi, Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundan eserlerle oluşturulan “Ve Şimdi İyi Haberler” sergisini sanatseverlerle buluşturuyor.

Sergi, matbaanın icadıyla birlikte 18. yüzyıl sonlarında düzenli gazetecilik faaliyetinin oluşması, 19. yüzyılda resimli dergilerin basılmasından yola çıkarak kitleselleşen iletişim araçları ve sanat arasındaki diyaloğa odaklanıyor. Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi önemli sanatçıların ‘Basın Sanatı’ olarak tanımlanan 300’e yakın eserini bir araya getiren Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisi 7 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 2022 baharına basın ve sanat arasındaki etkileşimin izini süren kapsamlı bir seçkiyle merhaba diyor. Annette ve Peter Nobel’in “Basın Sanatı” (Press Art) adını verdikleri koleksiyondan oluşturulan Ve Şimdi İyi Haberler başlıklı serginin küratörlüğünü Christoph Doswald üstleniyor. 19. yüzyıldan günümüze, medya tarihinde son 150 yılın bilim, kültür ve siyasetteki en can alıcı meselelerini gözler önüne seren sergi, geçtiğimiz 20 yılda yaşanan büyük değişimlere ve bu değişimlerin medya sanatındaki etkilerine ilişkin de önemli ipuçları veriyor.

Sergi düşünsel bir başlangıç noktası olarak gazeteden yola çıkıyor, metin ve haber ilişkisine, fotoğrafın bulunmasının toplumu nasıl şekillendirdiğine ve totaliter sistemlerin kitle iletişim araçları üzerindeki güçlü etkisine odaklanıyor. II. Dünya Savaşı sonrası barış hareketi, medya endüstrilerinin tüketim kültürüyle ilişkisi, küreselleşmeyle birlikte sanatta öne çıkan eleştirel medya söylemi gibi önemli dönüm noktalarına işaret etmenin yanı sıra, toplumsal cinsiyet, din, etnik köken gibi kavramların sanat ve medyadaki dönüşümünü ve sosyal medya toplumunun gelişimini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Bahnhofplatz Zürich

164 sanatçı, 300’e yakın eser

Ve Şimdi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisinde Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi Türkiye’den ve dünyadan önemli isimlerin aralarında bulunduğu 164 sanatçının resim, fotoğraf, kolaj, yerleştirme, video gibi farklı araçlarla ürettiği 300’e yakın eser yer alıyor. Modern ve güncel sanatın en önemli dönemlerini izleme olanağı sunan bu eserleri bir araya getiren Annette ve Peter Nobel, koleksiyonları ve “Basın Sanatı” hakkında şunları söylüyor: “Bu koleksiyonu yapma isteğimizde önce teknik hayranlık ve daha sonra da entelektüel kapsam rol alıyor. Basın Sanatı insanı düşünmeye sevk eder, çünkü çok sayıda sanatçı ister ara sıra, ister başka işlerinin yanı sıra, ister her zaman eserlerine zemin olarak gazete kullanır, hatta gazeteleri kopya eder ya da bizzat kendi yapar. Bu bilinçli davranış, gündelik olaylarla estetik açıdan ilgilenmeye dair bir çağrı olarak da görülebilir. Sanat, yaşamın sembolik dünyasına dönüşür.”

 “Medyanın inandırıcılığı ve sanatın özerkliği zorlu sınavlardan geçecek”

Sanat eserinin eşsiz olması gerektiği görüşü Aydınlanma Çağı’ndan bugüne geçerliliğini korurken, günlük gazete ve dergiler her gün yeni baştan üretilen, okunduktan sonra atılan kitlesel tüketim ürünleri olarak görülüyor. Halbuki, fotoğrafçılık ve baskı kimyasında geliştirilen yöntemler, farklı içeriklerin gazete mizanpajında aynı anda iletilmesini mümkün kılan teknikler, sanatın teknik ve stratejilerine ilham kaynağı olabiliyor. Ve Şimdi İyi Haberler sergisini bu ilhamın bir örneği olarak niteleyen küratör Christoph Doswald koleksiyona ve eserlere dair şu açıklamalarda bulunuyor: Burada Basın Sanatı kapsamında, en geniş anlamıyla basılı metin ve görselle ilişkisi olan sanat eserleri sergileniyor. Ki bunlar aslında ucuz, her gün yenilenen bir tüketim nesnesini, pahalı bir münferit parçaya dönüştürüyor. Sergilenen eserler arasında gazete kâğıdından kolajlar, basında çıkmış bir görselin model olarak kullanıldığı resimler, gazete kâğıdı üzerine uygulanmış guaşlar, ünlüleri konu alan resimli magazin dergisinde çıkmış fotoğraflardan hareketle üretilmiş serigrafik baskılar yer alıyor. Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundaki resimler, kolajlar, asamblajlar, desenler ve baskılar, orijinal ile medyadaki kopyası arasında hâlâ bir ilişkinin bulunduğu zamana ait.”

Bir zamanlar sarsılmaz olan bu ilişkinin hiç bugünkü kadar sorgulanmadığına da dikkat çeken Doswald, “Orijinal ile sahte arasındaki ilişki, sırf estetik açıdan ele alınması gereken marjinal bir problem değil; toplumu bütünüyle ilgilendiren bir problemdir. Çünkü bilgiyi toplama, medya aracılığıyla iletme ve ticari olarak değerlendirme eylemleri arasında özenle gözetilen ayrım, günümüzde artık büyük baskı altında. Bu da hem sanat hem de toplum açısından birçok soruyu gündeme getirecek.” diyor ve başta medyanın inandırıcılığı olmak üzere sanatın özerkliğinin de zorlu sınavlardan geçeceğini ifade ediyor.

Hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi

Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisine ev sahipliği yapmanın medya, toplum ve sanat arasındaki güncel bir tartışmayı Türkiye’ye taşımak adına son derece gurur verici olduğunu vurgulayan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol ise “Tüm dünya, dilimize ‘hakikat sonrası’ diye çevrilen bir ‘post-truth’ çağı yaşıyor,” diyor ve ekliyor: “Bu çağın oluşmasında elbette ki medya araçlarında son 20 yılda yaşanan muazzam dönüşümün, dijitalleşmenin ve sosyal medyanın ortaya çıkışının payı büyük. Ancak son 20 yıla bakmak bize bugünü anlamakta ne kadar derinlikli bir görüş sağlayabilir? Ve Şimdi İyi Haberler sergisi ile bugünün ekonomik, siyasi, toplumsal, sanatsal tartışmalarını yürütürken başvurduğumuz referans dünyasının sınırlarını biraz daha genişletiyoruz. Geçmişe baktıkça, bugünkü ufkumuzun da görüş mesafesinin arttığını fark ediyoruz. Matbaanın icadından günümüze son 150 yılda basın ve sanat arasındaki ilham alışverişine ve son 20 yıldaki hızlı dönüşümün sanattaki izlerine bakıyoruz. Bunu yaparken malzememiz gazeteler, dergiler, medya araçları olduğu için son 150 yılın önemli siyasi ve toplumsal gelişmelerini de yeniden hatırlıyoruz. Ve Şimdi İyi Haberler sergisi günümüzü anlamaya çalışanlara hem hafızayı harekete geçiren hem ilham veren bir sanat deneyimi sunuyor.”

Sergiye, Basın Sanatı’na adanmış bir gazete eşlik ediyor

Serginin küratöryel zemini Jean Baudrillard’ın İmgenin Şiddeti, İmgeye Uygulanan Şiddet, Dorothea Strauss’un Daha Çok Işık! Resimleri Okumak, Felix Uhlmann ve Cristina Bognuda’nın Sanat Özgürlüğü Ve Sanatın Teşvikine İlişkin On Tez makalelerinden yola çıkılarak oluşturuldu. Sergi kataloğunda eser görsellerine bu metinler eşlik ediyor.

Basın Sanatı’na saygı duruşu niteliğindeki Ve Şimdi İyi Haberler sergisine bir de gazete eşlik ediyor. Sergiyle aynı adı taşıyan gazetede; Ahu Antmen’in Elektrik çarpar!.. McLuhan’ın mesajı ve akla gelen birtakım düşünceler, Süreyyya Evren’in Müphem Jest: Metin, Esra Özdoğan’ın Dünya Bir Resim: Gerçekliğe Yeni Bir Erişim Olarak Fotoğraf Algısı, Ece Temelkuran’ın ‘İlginç zamanlar’ kimin evi?, Evren Savcı’nın Şu Kültür Dediğimiz… ve Erkan Saka’nın Facebook’ta İyi Görünmenin Yolları: Basın Sonrası Dönem başlıklı yazıları yer alıyor.

Sergi ve katalog tasarımını PATTU’nun üstlendiği Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler, 7 Ağustos tarihine kadar Pera Müzesi’nin 3., 4. ve 5. kat sergi salonlarında ve Pera Café ’de ziyarete açık olacak.

Christoph Doswald hakkında

Christoph Doswald (1961 doğumlu) İsviçreli bir yayıncı, küratör ve öğretim görevlisidir. Kariyerine çağdaş sanat hakkında yazılar yazarak başladı. 1980’lerin ortalarından itibaren, çeşitli sergilerin küratörlüğünü üstlendi; Kunsthaus Graz, Nice’deki Villa Arson, Kunstmuseum Bern, Centre Pasquart Biel ve Berlin Sanat Akademisi’nde çeşitli sergiler gerçekleştirdi. 2001’den 2007’ye kadar, Marsilya’daki Fonds Régional d’Art Contemporain’in (FRAC PACA) satın alma komitesi üyesiydi, burada çeşitli sergiler gerçekleştirdi. Doswald, 2009’un sonlarına kadar Zürih Şehri Kamusal Alanlarda Sanat Çalışma Grubu’nun (AG Kiör) başkanlığını yaptı. Kamusal Alanlarda Sanat programından sorumlu olan Doswald, ART AND THE CITY (2012) ve Altstetten Albisrieden (2015) sergilerinin küratörlüğünü yaptı. Doswald, Zürih Sanat Üniversitesi ve Stuttgart Devlet Sanat ve Tasarım Akademisi gibi farklı kurumlarda çeşitli öğretim pozisyonlarında ve misafir profesörlük görevlerinde bulundu. 2012’den beri İsviçre’nin görsel sanatçılarının profesyonel derneği olan visarte.schweiz’in yönetim kurulu üyesidir. Burada, mimaride sanat ve kamusal alanda sanattan sorumludur. Bu rolde Prix Visarte ödüllerini başlatmıştır. 2016’dan beri Kulturweg Limmat vakfının başkanıdır.

Pera Müzesi hakkında

Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağlı olarak nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla 2005’te kurulan bir özel müzedir. Orijinali 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından tasarlanan Bristol Oteli binasının, 2005’te cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak renove edilmesiyle inşa edilen yeni binasında faaliyet göstermektedir. Koleksiyonları, aralarında Jean Dubuffet, Joan Miró, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Alberto Giacometti gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarının bulunduğu süreli sergileri ve kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinlikleriyle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Önceki İçerikEmre Çakmakoğlu’ndan alternatif kulvarda rock esintili yeni şarkı: “Yüzleş”
Sonraki İçerikAlişan Özaydın’dan solo kariyerinin ilk şarkısı: “Günlük”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments