Sen Kim RTÜK

"RTÜK güdümlü yasakçı bir tayfanın boğucu nefesi ortamı sarmışken, biraz dizi yazmak istedi canım."

0

Bir yazı yazdım, kelimeler sihirbazı da o yazıyı alıp öyle zengin anlatımlar ekledi ki; ortaya birlikte yazdığımız bu güncel konulu yazı çıktı. Çok da güzel oldu…
O yüzdendir ki okumakta olduğunuz bu yazı Beyza Cumbul ve Kenan Yaşar yazısıdır.

Başta Netflix olmak üzere, internetteki dizi ve film platformlarıyla kafayı bozmuş, RTÜK güdümlü yasakçı bir tayfanın boğucu nefesi ortamı sarmışken, biraz dizi yazmak istedi canım.

Eğer satırları okumaya devam ederseniz, önceden izlediğim dizilerden kombo yaptığım karma bir dizi yazısıyla karşılaşacağınızı söyleyebilirim size. Ancak şunu da belirtmeliyim ki, yazdıklarım spoiler da içerebilir, dikkat ederim ama söz veremem. 🙂

Sex Education

Çoğunlukla zevkine güvendiklerimden aldığım öneri üzerine başladığım dizilerin yanında, çokça ses getiren ve reklamı bolca yapılan dizilerin de o ilk pilot bölümünün play tuşuna bastığım oluyor, evet. İşte Sex Education da, önce reklam fırtınasına kapıldığım, ardından da daha çok kafamı dağıtmak ve vakit geçirmek maksadıyla izlemeye başladığım bir diziydi.

Lise çağındaki gençlerin aralarındaki ilişki düzleminin cinselliğin keşfi odaklı anlatıldığı dizi, aslında farklı bir lise ortamını gözler önüne seriyor. Üstelik gençlerin sadece kendileriyle olan ilişki düzlemleri değil, öğretmenleri ve aileleri arasındaki bağlar da detaylı bir şekilde işleniyor dizide. O yüzden de “Sadece vakit geçirtilmek için izlenir bu dizi,” demek, çok büyük haksızlık olur kendilerine. Hele ki o detayların dizi karakterlerine sirayet eden işleniş biçimlerini göz önünde bulundurduğumuzda…

Mesela içine kapanık olan Otis’in geçmişinden hatırlamadığı ama bilhassa cinsel yaşamını olumsuz etkileyen psikolojik durumu ile, eşcinsel Eric’in cinsel eğilimini ve kimliğini ailesine açıklamakta başlarda çok büyük sorun yaşarken, babasının anlayışlı tavrı sayesinde bunu aşması ve gerçek kimliğine kavuşmasındaki kırılgan ve gelgitli yapı oldukça başarılı bir şekilde yansıtılmış dizide. Ah evet farkındayım elbette; bu gerçekleri dizilerde bir şekilde görmek, çocuklarımıza destek olmamıza ya da yönelimi eş cinsine olan birinin kendiyle kavgasını bırakıp, aslında bunun da ne kadar normal olduğunu anlamasına yol açar sadece; asla ve asla herhangi bir yöne doğru Ö ZEN DİR MEZ onları! Keşke bu tür farkındalıkları, görev adı altında abesle iştigal uğraşlarla donatılmış olanlar da tadabilse.

Okulda ve okul dışındaki ilişkilerini, cinsel kimliklerinin keşiflerini, dostluklarını, arkadaşlıklarını, güven duydukları insanlarla sınanmalarını, istemli ya da istemsizce sınırları zorlamalarını izliyoruz dizide ve elbette kendileri olma yolunda nasıl da toy olduklarına şahit oluyoruz en çok da…

Temeli örf ve adetler üzerine oturtulmuş böyle bir toplum için bu dizinin gençlerinin haddinden fazla özgür yaşadığı düşünülse bile, hak ettiği ölçüde ve bu kadar aleni bir şekilde dile gelemeyen bir gençlik gerçeği var içinde bulunduğumuz toplumun okullarında. Ve onları iyi anlamak gerekli; kaçmadan, yaşadıklarını yok saymadan.

Masters of Sex

Gerçek hayat hikâyesinden alınmış olması, diziyi en çekici kılan özelliğiydi benim için, kendisini izlemeye başlarken. Özellikle Michael Sheen ve Lizzy Caplan, giydikleri rollerle öylesine bütünleşmişlerdi ki, tüm sezonlar ve bölümler boyunca yaptıkları araştırmalardan aralarında geçen fırtınalı ilişkiye kadar her şeyi izlemek, beni kesmedi ve diziye konu olan bilim insanlarının gerçek hayatlarını da araştırıp okudum…

“Vay be; bu ne cüret! Açık saçık sahnelerle dolu dizi! Haydi, neredeyse her sahneye bir makas!” diyecek olana; şu anda cinsel sorunların tedavisinde uygulanan yöntemlerin çoğunun ilk geliştiricilerinin bu diziye de konu olan Dr. William Masters ve Virginia Johnson olduğunu bilmediklerini, bilseler de konuya sadece tek bir bakış açısıyla ele alacak kadar sığ olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim.

Dizi sadece ana konusu olan seks hakkındaki ilk çalışmaların ele alındığı o tarihlere tanıklık etmiyor; aynı zamanda 1950’lerde kadının var olma savaşından zenci haklarına kadar birçok konuya değinerek, dünyanın nereden nereye geldiğini de etkin bir şekilde altını çiziyor.

Ama içinde bulunduğumuz düzlemin baskıcı atmosferi ve onu belirleyen şu son gelişmeler gösteriyor ki; bir yanda dünyanın bir yüzü geri kalmakta ve gericilikte diretirken, öteki yüzü var gücüyle insanlığa, bilime ve evrime hizmet etmeye devam ediyor; karanlığı” ve aydınlığı aynı anda fark etmenin daha güzel bir mecrası olamazdı herhâlde.

Disjointed

Aman Allah’ım; o da ne! Dizi ot satan bir dükkânda geçiyor ve dizideki herkesin kafası çok güzel.

Bunu makas falan da kesmez sanırım. Hele ki olaya RTÜK el atınca, diziyi toptan kaldırtır yayından! Hadi RTÜK, yaparsın sen: Kes, biç, hızını alama, kesiklerine ve sansürlerine boğ dört bir yanı… İşinin adı ne hem?!

Ama kafası nasıl güzel bir dizi anlatamam.

Yo yo hayır, diziden sonra ot içmeye başlamadım merak etmeyin, hâlâ sigarayı bile denemeyen aynı Beyza’yım ben.

You Me Her

Ezber bozan, değişik konulu dizilerden bir tanesi daha.

Evet, izledim:

Evli olan Jack ve Emma’nın hayatına ikisinin birden âşık olduğu ve ikisine birden âşık olan Izzy giriyor. Ve sonrasında da olaylar gelişiyor… Bu üçlü ilişkiyi hayatlarına soktukları andan itibaren içine düştükleri çıkmazlarla şekillenen dizi, aile içinden iş ortamına ve oradan dış hayatın tüm gelgitlerine kapılarak, psikoloji gerilimin de zaman zaman tırmandığı bir düzleme taşınıyor.

Dizide psikolojik çok analiz var yakalayana, ama onun dışında çok da kafayı yormadan izlenen dizilerden. Farklı hayatlara da minik bir pencere aslında çaktırmadan.

Yo yo, özendirmiyor; kimsenin endişesi olmasın. Sadece böyle durumları anlaşılır ve son derece olası kılıyor. Ama keşke bu kadar çok uzatmasalarmış diziyi, özellikle son sezonda çok sıkıldım.

Değinilmesi ve değinirken de sansürü ayyuka çıkmış halet-i ruhiyesinden dem vurulması gereken daha çok dizi var ama; yazılar uzadıkça süner, sündükçe okunmaz olurlar, bilirim. Başka diziler de başka yazıların konusu olsun.

RTÜK hiç olmazsa dijital platformlardan uzak dursun, bu devirde cidden çok saçma çünkü.

Önceki İçerikNASA’nın, boyutları Keops Piramidi’ni aşan bir asteroide işaret etmesidir gerilim
Sonraki İçerik50 yıldır unutulmayan festival: “Woodstock”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments