Bir yazar, yeni kitap, manşete çıkan ne!

"Swinger, adamın normaliyse sana ne, bana ne, bize ne…"

0

Yine bir gündem konusu ve yine gündemi işgal eden konumuz; bilim, sanat, falan falan değil yazık ki… Çok kişisel tercihe dayalı olup kimseyi kimsenin ne yaptığını aslında ilgilendirmemesi gereken bir konu; ilişkiler ve şahsi doğru ilişkimiz…
Buradaki ilgilendirmemeye parantez açarak; kamusal konuya dönüşmediği sürece, ikinci üçüncü şahısları olumsuz etkileyecek aldatma, darp, taciz-tecavüz gibi bir konu olmadığı sürece notunu da izninizle düşerek yazıyorum Cezmi Ersöz‘ün “Kurtuluş swingerda” minvalli talihsiz açıklamasını…

Öncelikle belirteyim ki; Ünsal Oskay‘ın öğrencisi olarak ilişkilere, sınıflandırmalara ve daha toplumsal yargılı gözükene ve gözükenin gözükmeyen arkasındakine bakış açım çok da 2X2 netliğinde değil…
Şöyle ki: Cezmi Ersöz’ün açıklamasına şiddetle karşı çıkanlar için ideal ilişki tanımım toplumsal normlar dışında kalabilir; örneğin bir mazoşistle bir sadistin ilişkisi de idealdir onlara göre… bir çok normal addedilen ilişkiden daha az mutlu olduklarını söyleyebilir miyiz?
Bir ilişkinin ideal olabilmesi için aslında karşılıklı ve/veya tamamlayıcı olması yeterli…
Yani diyeceğim o ki toplum dayatması olan adamın geliri, kadının güzelliği, uyumu gibi gibi aslında hiç de ilişkiyle bağdaşmayan doğruları zaten bir kenara bırakmışken, duygusal bazda olan için de diyebileceğim; ideal ilişki tanımı diye bir şey yok zira neye ve kime göre ideal…
İşte bu noktada sayın Ersöz de kendi idealini aktarmış; ama bunu yaparken bunun kendi ideali olduğunu atlayıp genelleyip dayatmaya girişmiş, niye çünkü yeni kitabı çıkmış ve bu kitabın reklamını böyle yapabiliyor… Çünkü seviyesi bu kadarına yetiyor…

ve biz yazıdan, edebiyattan, kitaptan değil swinger‘dan bahsediyoruz, aslında onu da beceremiyor sayıp sövüp aslında Ersöz’le aynı seviyeye iniyoruz…

Oysa Ersöz’ün yazısında swinger konusundan daha önemli bilinçaltına işleyen başka bir detay var ki inanın bu apaçık yaptığı açıklamadan daha tehlikeli daha üzerinde durulması gereken konu bence…
Yurt dışına gidenlerin sanki hemen hepsinin neler yaptıkları ile ilgili resmen ithamda bulunmuş sayın Ersöz ve kimse buradan yürümemiş de swingerda takılmış…
Swinger, adamın normaliyse sana ne, bana ne, bize ne…
Amaaa “Yurt dışına çıkanlar zaten…” minvalli bir açıklama için bana ne diyemeyiz, dememeliyiz, diyemedim…
Söyler misiniz bana bunun “Üniversiteye giden kız…” açıklamasından mantık olarak var mı bir farkı? Demek ki zihniyetin alt kültürü, eliti, aydını yok… Demek ki herkes bir diğerinin mutaassıbı aslında…
Çarşaf giyen için başörtülü, başörtülü için başı açık, başı açık için dekolteli, dekolteli için çıplaklar kampına giden kötü bir şey yapıyor kimse de o kişisel demiyor, kişisel olan da bu benim özelim ondan zaten adı özel hayat bunun reklamı, açıklaması olmaz da demiyor…
İnsanoğlu ve bakış açısı ve verilen tepkiler…
Aslında yazı değil, direkt sosyolojik ve psikolojik araştırma konuları… Ha ülke üniversiteleri bu düzeydeyken rahmetli Ünsal hocam gibi bunlara kafa yoran ve öğrencisini örümcek ağlarına dolanmamayı öğreten kaldı mı o da daha uzun başka bir yazının konusu…

Yazımı, andığım Ünsal hocamın “Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım” kitabından bir alıntıyla bitiriyorum;
“En yaygın ‘ahlaksızlık’ başkaları karşısında tek geçerli ölçütün kendi ölçütümüz olduğuna ilişkin pragmatik yargımızdır.”

Beyza Cumbul
Önceki İçerikCinselliğe bakışımızın iki yüzlü hali ve yansımaları!
Sonraki İçerikDünyanın İngilizce konuşan ilk yapay zeka sunucusu üretildi
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments