Cadılar Bayramı Yaklaşırken Maskeler Yüzlere…: ”The Jester”

"Çekim ve mekân kullanımı orta halli olan filmin, oyuncularının performansları çok iyi olmasa da kendini izlettirmeyi başarıyor."

0

Amerikan yapımı The Jester, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Jester: İntikam Gecesi filminin yönetmen koltuğunda The Jester (2016), The Jester: Chapter 2 (2018) ve The Jester: Chapter 3 (2019) adlı kısa korku filmlerin de yönetmenliğini yapmış olan Colin Krawchuk ilk uzun metrajıyla oturuyor. Michael Sheffield’ın hikayesinden yönetmen Krawchuk tarafından senaryoya uyarlanan filmin görüntü yönetmenliğini Joe Davidson üstlenmiş. Müzikleri Rafal Gosciminski tarafından yapılan filmin oyuncu kadrosunda ise Ken Arnold, Molly Bevetts, Riley Collins, Dan Deluca, Juniper Grabia, Jesse L. Green, Judson Grubby, Joe Hansard, Jenna Hellmuth, Lena Janes gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu Jester olarak bilinen bir caninin bir kasabaya musallat olması oluşturuyor. Uzun zamandır görüşmeyen iki kız kardeş, Cadılar Bayramı gecesinde yaşadıkları kasabayı Cadılar Bayramı’nda terörize eden Jester’ı yenmenin yolunu bulmak için bir araya gelmek zorunda kalacaktır.

Kısa metraj The Jester filmlerinde farklı kişilerin başına gelen olayların bu kez bir adamın, adamın ölümü sonrasında ise kızlarının başına gelmesiyle ilerleyen filmin kısa metrajlardan en büyük farkı, Jester karakterinin hem maskesi ve yüzü hem de gerçekleştirdiği eylemler itibarıyla daha doğaüstü bir varlığa dönüştürülmüş olması. Kısa metrajların hepsi gibi uzun metraj da Halloween yani Cadılar Bayramı’nda geçiyor. Bu da doğaüstü bu karakterin diğer insanlar tarafından kostüm giymiş herhangi biri gibi algılanmasına ve rahatlıkla etrafta dolaşabilmesine olanak sağlıyor. Kelime anlamı soytarı, joker ya da şakacı olarak bilinen jester, söz konusu kısa metrajlardaki gibi uzun metrajda da çeşitli sihirbazlık şovları sergiliyor. Hiç konuşmaksızın, pantomim sanatçısı gibi mimik ve jestlerle konuşan karakter, seçilen maskesi nedeniyle çoğu izleyici için tanıdık biriyle karşılaşmış hissi de yaratıyor.

Uzun metraj ile kısa metrajlar arasındaki bir diğer fark da kurbanlarına maske takmaması. Kötü olduğuna karar verdiği karakterlere ceza veren Jester, bunu yaparken kurbanlarına kısa metrajlarda birer maske takıyor. Uzun metrajda ise bu maskeleri kullanmak yerine daha ürkütücü sihirbazlık gösterilerine başvurmayı tercih ediyor. Maske metaforunu kısa metrajda tercih etmesinin nedeni, süresi itibarıyla karakterlere fazla aşina olamayacağımız için sahtekârlık gibi sıfatları karakterlere çok yakıştıramayacak olmamız. Uzun metrajda ise The Jester karakterinin öldürme motivasyonu kısa versiyonlara göre ‘biraz’ daha farklı… Bu nedenle bu değişim, göze batan bir tercih olmuyor.

Çekim ve mekân kullanımı orta halli olan filmin, oyuncularının performansları çok iyi olmasa da kendini izlettirmeyi başarıyor. Bazı sahneleri akılda kalıcı olsa da genel itibarıyla orta şekerli olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak The Jester; Halloween yaklaşırken tercih edilebilecek bir “izle ve unut” filmi. Beklenti yüksek tutulmaksızın izlenebilir…

* Bu yazı ilk olarak Gizem Şimşek Kaya’nın web sitesinde yayınlanmıştır. Diğer yazılarına da ulaşmak için: www.gizemsimsekkaya.org

Gizem Şimşek Kaya
Önceki İçerikMavi sunar: “Jean. Bir efsane. Bir ikon”
Sonraki İçerikHatice Şimşek’ten yeni single: “Ben Yokken”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments