Gözden Çıkarılmış Topraklar: Kaz Dağları Direnişi

Kaz Dağları'ndaki ekolojik yıkımı belgeleyen "Gözden Çıkarılmış Topraklar" sergisi, 30 Ocak-6 Şubat tarihlerinde Çanakkale Troia Sergi Salonu'nda.

0

Kaz Dağları’ndaki maden projesi sebebiyle bölgede gerçekleştirilen ekolojik yıkımı ve ona karşı oluşan direnişi belgeleyen “Gözden Çıkarılmış Topraklar” sergisi, 30 Ocak-6 Şubat tarihlerinde Çanakkale Troia Sergi Salonu’nda.

GÖZDEN ÇIKARILMIŞ TOPRAKLAR: KAZ DAĞLARI DİRENİŞİ
Begüm Ormancı & Helin Sinan
Editör: Bengisu Çaygür

İnsan, etrafındaki her şeyle beraber kendisini de metaya dönüştürdüğü anda insanca yaşayabilme fonksiyonunu kaybetmiştir. Artık o, alınıp satılan bir üründen farksızdır. Kendi pazarının kendi ürünü olan birey için -canlı veya cansız olsunlar- yaşamın diğer bileşenlerinin de özgürlükleri ortadan kaldırılmıştır.Bir ağaç mobilya, bir dağ tünel, bir parsel toprak da maden sahası olmadığı sürece kıymet görmemektedir. Zira bundan faydalanacağı iddia edilen insan da aynı pazarın ürünü olmuştur; kısacası insanlık biraz daha varlık uğruna tinsel bütünlüğünü satmıştır.

İnsan ve sistem arasındaki bu alışveriş, bireye sadece trajedilerde rastlanabilecek cinsten bir hırs, hubris (kibir) ve bitmek bilmeyen bir sömürü arzusu sunmuştur. Bu bakış açısı, onun kendisine ekonomik çıkar sağlayabileceğine inandığı her cinsten varlığı yok edebilecek bir cüret kazandırmıştır. Esasen bu, birçok cinsten katliamın ön kabulü demektir.

Günümüzde tüm insanlığın ortak mirası olan doğal ve tarihi alanlar, bununla beraber bunların içinde yaşayan her çeşit canlı da bu katliamın hedefindedir.

Bir maden ocağı projesi için 1 milyondan fazla ağacın kesildiği Kaz Dağları yöresindeki flora, fauna ve köylerdeki insan yaşamı tehlike altındayken, gözler nerededir? Sistem, tüm bu varlıkları çoktan gözden düşürmüştür. Bu yıkım ve bireyin kendi varoluşunu yok edişi eşzamanlı olarak devam etmekteyken hepimizin gözleri başka yerlere çevrilidir. Kent hayatının surları olan betonlar içine boğulmuş insan tabiattan, yeşilden çok uzaktır. Gözleri trafik, bitmek bilmeyen mesai, kalabalık, hava kirliliği ve yapay gündemlerden bozulmuştur.

Ne var ki -nadiren de olsa- betonlar arasından ormanlara taşınan birtakım aynaların yarattığı bazı yansımalar vardır. Bu bazen bir köyden gelen yardım çığlığı, bazen yaşlı kadınların gözyaşları, bazen bir ağacın devrilmesi ve bazen de içilemeyecek hale gelen, zehirlenmiş bir su pınarında gizlidir.

Gözlerimiz, onları kamaştıran bu ışımaya çevirmek zorundadır. Gözden çıkarılmış olan, kendisini çağırmaktadır.

Gözden Çıkarılmış Topraklar: Kaz Dağları Direnişi sergisi bakmaya karar veren tüm gözleri bu çağrıya ortak eden yansımalardan oluşmaktadır.

The exhibition ‘Forsaken Lands: Kaz Dağları Resistance’, which documents the ecological disruption caused by the mining project and the public resistance in the Kaz Dağları region, will be open for visits from January 30th to February 6th, 2025, at the Troia Exhibition Hall located in the Çanakkale Municipality Building.

FORSAKEN LANDS: KAZ DAĞLARI RESISTANCE
Begüm Ormancı & Helin Sinan
Editor: Bengisu Çaygür

The moment humanity transformed everything around it—and itself—into a commodity, it lost the ability to live humanely. It became indistinguishable from a product bought and sold in the marketplace. For the individual, who is both the producer and the product of this market, the freedoms of other components of life—whether animate or inanimate—have also been eradicated. A tree is only valuable as furniture, a mountain as a tunnel, and a plot of land as a mining site. After all, the human being supposedly benefiting from this exploitation has also become a product of the same market. In essence, humanity has sold its spiritual integrity for the sake of material existence. This transaction between humanity and the system has gifted the individual with an insatiable greed, hubris, and a relentless desire for exploitation—traits usually confined to tragedies. Such a worldview has emboldened humanity to destroy anything it believes can provide economic gain. In reality, this amounts to an implicit approval of numerous forms of genocide. Today, the shared heritage of all humanity—natural and historical sites, along with the diverse forms of life inhabiting them—has become the target of this destruction.

While the flora, fauna, and the lives of people in the villages of Kaz Dağları are under threat due to a mining project that has already led to the felling of over a million trees, where are our eyes turned? The system has long abandoned these entities. As this devastation unfolds simultaneously with humanity’s self-annihilation, our eyes remain fixed elsewhere. Trapped within the concrete walls of urban life, humanity is far removed from nature and greenery. Its vision has been clouded by traffic, endless work hours, crowds, pollution, and artificial distractions.

And yet—on rare occasions—reflections created by mirrors transported from forests to the concrete jungles emerge. Sometimes, these reflections come in the form of a desperate cry for help from a village, the tears of elderly women, the crash of a falling tree, or a poisoned water spring rendered undrinkable.

Our eyes must turn toward this light that dazzles them. What has been forsaken is calling us back.

Forsaken Lands: Kaz Dağları Resistance is a collection of reflections that invite every gaze willing to look to join this call.

A: İsmetpaşa, Demircioğlu Cd. No:132 Çanakkale Şb, 17000 Çanakkale Merkez/Çanakkale

Önceki İçerikProje Kronotop’un ilk oyunu “Kral Ölüyor” seyirciyle buluşuyor
Sonraki İçerikBilim insanları inmeden sonra beynin kendini onarma sırrını çözdü
Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments