John Wick’in Hızlı Dönüşü: “Bir Adamın Hırsı Değerini Aşmamalı”

"Filmde oyunculuklar göz dolduruyor. Reeves’e eşlik eden her yeni karakter, eskilerle birlikte sahnede yıldızlaşıyor."

0

Hayranlarının uzun süredir heyecanla beklediği John Wick serinin dördüncü filmiyle geri döndü. Bugün vizyona giren filmi, biletini al ekibinin davetiyle Torun Center’da özel gösterimle izledim. Senaryonun Michael Finch ve Shay Hatten’a emanet olduğu film, 2 saat 49 dakikalık uzunluğu ile biraz eleştirildi. Ne de olsa ilk film sadece 101 dakikaydı. Fakat hakkını vermek gerek; üç saat boyunca hiçbir mermi yere düşmeden bir aksiyon yağmurunun içinde tutuluyor izleyici. Aksiyon ve Western tarzı sevenleri hemen içine alacak film, benim gibi hikayeye önem veren izleyici için biraz daha sorunlu. Ne de olsa bizim John Wick’e olan sevgimiz, eşine duyduğu derin bağ ve onun hediyesi köpeğine yapılanlara verdiği sert ama bir o kadar da duygusal tepkiyle güçlenmişti. Serinin son filmi, hikayeyi epey geride tutup ayağını hep gazda tutuyor. Oysa biraz fren yapıp öyküyü derinleştirse çok daha unutulmaz bir iş olurdu. Çünkü Wick sıradan bir örgüt üyesi ya da suçlu, katil değil.

Keanu Reeves oynadığı karakterle adeta artık bütünleşmiş durumda ama yine de bir parça yorgunluk seziliyor. John Wick’in başına koyulan ödül miktarı arttıkça filmde peşine düşen katil sayısı da bir o kadar artıyor. Paris sokakları savaş alanına dönerken, katılığıyla bildiğimiz Fransız polisinin konuya epey Fransız kalması inandırıcılığı zedeliyor. Keza epey pataklandığı halde, düşüp düşüp kalkan karakterimiz de bir süre sonra insan üstü bir hale bürünüyor. Yönetmen Chad Stahelski, bu filmde video oyununun içine bizi davet eder gibi farklı sekanslar deniyor. Kim bilir bir bilgisayar oyunu çıkması da yakındır.

Filmde oyunculuklar göz dolduruyor. Reeves’e eşlik eden her yeni karakter, eskilerle birlikte sahnede yıldızlaşıyor. Donnie Yen, kör bir adamın dövüş ustalığını ve kızını kurtarmaya çalışan babayı çok iyi oynuyor örneğin. Kötü adamımız Bill Skarsgard yani The Marquis belki bir Joker performansı göstermiyor ama o yakışıklılığın altındaki sadisti bize çok iyi yansıtıyor. Film, karanlık adamların bilgece replikleri ile süslü. Az diyalog ama hepsi de gerekli ve esaslı. Zaten John Wick söz değil bir dövüş ustası ne de olsa…

Filmin nadiren görülebilen kadın karakterine dikkat. Rina Sawayama, serinin devam filminde daha büyük bir rolle karşımıza çıkarsa şaşırmamak gerek. High Table suç örgütünü tek başına karşısına alan John Wick bir şekilde yine gönlümüzü fethetmeyi başarıyor ama devam filminde bundan fazlasını yapmak zorunda artık. Aslında film biterken bunun küçük bir ip ucunu da izleyicisine sunarak, yeni hikayeye göz kırpıyor. Bu filmi mutlaka sinemada izleyin ki görsel şölenine büyük ekranda eşlik edin.

Önceki İçerikMerve Kocabeyler Solo Arp Resitali CSO Ada Ankara’da
Sonraki İçerikG. Garcia Marquez Yozgatlı İlyas’ın dünyasında
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments