NEDEN KADIN DOKTOR? Neden Olmasın Dedim!

"Neden olmasın diye başlamak lazım! Hatta bugüne kadar neden düşünülmedi ve yıllar önce uygulamaya geçilmedi diyerek..."

0

1963 yılında BBC’de ekran hayatına merhaba diyen, bilim kurgu klasiği Doctor Who, on üçüncü doktor için bir kadının bedenini tercih ediyor bu kez! Televizyonda arzı endam ettiği ilk sezonun doktoru aynı zamanda bütün doktorlar içinde en yaşlı olanıydı ve aniden geçirdiği rahatsızlık yüzünden senaristlerin icadı olan rejenerasyon ile farklı bedenlerde yaşamaya devam etti doktorumuz. İngilizlerin ünlü telefon kulübesi görünümüyle zamanda yolculuk ettiği emektar Tardis’le beraber elli beş yıldır başta kadim düşmanı Dalek’ler olmak üzere farklı ırklardan yaratıklarla beraber maceradan maceraya koşmaya devam ediyor.

David Tennant itiraf ediyorum en sevdiğim doktor oldu. Ama kafamın bir kenarında hep “neden kadın doktor yok?” sorusu dolaştı. Nihayet bu soru cevabını aldı ve birkaç yıldır ortalıkta dolaşan “kadın doktor” söylentileri resmiyete kavuştu. Jodie Whittaker on üçüncü doktor olarak ve tabii ilk kadın doktor olarak karşımıza çıktı. Sezon başladığından beri fanlar arasında kafalar çok karışmış görünüyor. Bir kısım, yeni sezonun eskilere oranla bilindik Doktor Who kalıbından uzak olduğunu savunuyor. Bir kısım daha temkinli yaklaşıyor ve sindirmeye çalışıyor. Bir kısımsa fazlasıyla benimsemiş durumda kadın doktoru.

Bu noktada ben fan olmaktan baya uzak bir izleyici olarak devreye giriyorum. Doktor Who hiçbir zaman favori dizim ve karakterim olmamıştır. Yıllar önce ülkemizde kitapları yayınlandığında keyifle alıp okumuşluğum ve TRT yıllarında yayınlanan bölümlerini elimden geldiğince takip etmişliğim olsa da, düzenli bir izleyici olmadığımı itiraf etmeliyim. Ancak kadın doktor neden olmalıdır veya olmamalıdır sorusuna kendimce bir cevap verebileceğimi düşünüyorum.

Neden olmasın diye başlamak lazım! Hatta bugüne kadar neden düşünülmedi ve yıllar önce uygulamaya geçilmedi diyerek ateşin harını biraz daha arttırayım. Nihayetinde karşımızda Dünyalı biri yok. Doktor uzaylı ve insan formunu seçerek, rejenerasyon yöntemiyle bedenden bedene geçerek hayatını sürdürüyor. Bu noktada doktor dediğimiz uzaylı kimliğin özellikle erkek seçmesi için bir nedeni olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta her iki cinse de eşit olarak yaklaşan ve bizim kültürümüzde hep arka planda gösterilme çabasında olan kadınları farklı görmesi ve erkek hegemonyasını tercih etmesi için bir sebebi yok. Burada devreye, doktor karakterini yaratan bizim Dünyamıza mahsus erkekler giriyor. Öyküleri yazarken ve yeni doktorlar belirlenirken kafalarda o hegemonya dediğimiz faktör devreye giriyor ve genlere işlemiş sözde erkek egemenliği istemsiz olarak kendini gösterip kadını ikinci plana alıyor ve kendi türünü üstün ve öncelikli görmesini sağlıyor. Bu durum da elli beş yıllık televizyon macerasında Doktor Who karakteri için neden bir kadın tercih edilmediği sorusunun cevabını oluşturuyor.

Gelişen ve teknolojik olarak her yıl yükselişini sürdüren bir Dünya üzerinde yaşıyoruz! Evrensel insan haklarından bahsediyoruz ve eşitlik ilkesini benimsiyoruz ya da öyle görünüyoruz. Ancak halen Dünya üzerinde yaşayan neredeyse yedi milyarlık nüfusun yarısını oluşturan kadınların yüzde doksanının hala erkek türünün gerisinde kabul edilmesi konusunda bir ilerleme kaydedemiyoruz. Bu bağlamda her iş sektöründe egemen olan erkeklerin sanat konusunda da yüzyıllardır kadınlara göre üstünlüğü olduğunu inkar etmemiz mümkün değil maalesef. İçinde bulunduğumuz yüzyıl sanat ve bilim konusunda kadınların arayı kapatmaları açısından çok önemli ancak hala tam olarak bu konuda eşitliğin olduğunu söylemek kolaycılığa kaçmak olur sanki. Sinema ve televizyon sektörü insanları çiğ çiğ yiyen acımasız bir dünya. Erkeklerin hakimiyetini hala devam ettirdikleri ve her türlü dalaverenin döndüğü bu sektörde 2018 yılına geldiğimizde karşımızda bir kadın Doktor Who görmek geç olsa bile yine de umut verici bir gelişme.

Alıştığınız bir karakterin farklı biri tarafından canlandırılmasını kabullenmek kolay değildir. Sinema ve televizyon tarihine mal olmuş, karakteriyle özdeşleşmiş isimler vardır. William Shatner derseniz hemen Yıldız Gemisi Atılgan’ın kaptanı Kirk gelir aklınıza. Bunun gibi yüzlerce isim çıkar karşımıza. Ancak Doktor Who karakterinde durum farklıdır. Doktorun birkaç sezonda bir değiştiğini bilirsiniz ve bunu bilerek beklentilerinizi farklı yönlere yöneltirsiniz. Bu bağlamda Doktor Who karakterinin birkaç sezon sonra kafasında antenle dolaşan bir başka uzaylı ırkın bedenine girmeyeceği garantisini verebilir miyiz? Evet senaristler insan dışında bir bedenin olmasına izin vermezler ama uzaylı Doktorun insan bedeni olarak bir kadını tercih etmesine de mani olamazlar.

Lafı fazla uzatmadan son cümlelerle toparlarsak konuyu, yeni Doktor Who karakterinin kadın olması konusunun çok fazla ve gereksiz abartıldığını düşünüyorum. Jodie Whittaker rolüne gayet güzel oturmuş görünüyor ve oyunculuğu fazlasıyla doyurucu. Karaktere farklı bir imaj çiziyor ve geçtiğimiz sezonlara nazaran daha farklı tonda bir tat aldığımız yeni sezonuyla Doktor Who rotasında çok az bir değişiklik yaparak farklı sulara girmeyi tercih ediyor. Klişeden uzaklaşmak adına doğru adımlar atıyor ve kadın doktor karakteriyle şimdilik gelen tepkileri başarıyla göğüslüyor. Bir sonraki sezon olağanüstü bir durum yaşanmazsa yeni kadın doktorumuzla devam edeceğiz gibi görünüyor.

Son söz; kadınların daha akıllı olduğu gerçeğini kabul etmemiz biz erkekler için incitici bir durum olmamalıdır. On binlerce yıldır süren bilek gücü üstünlüğüyle yönettiğimiz Dünyamızda artık zamanın ve koşulların değiştiği gerçeğini kabul etmeliyiz. Bu yüzden Doktor Who karakterinin bir kadın olmasını bu kadar kafanıza takmayın ve durumun gayet normal olduğunu kabullenin. Oldu mu, olmadı mı sorusuyla kafanızı meşgul etmek yerine, keyif alacağınız bir eğlenceliğin tadını çıkarın.

Kadın Doktor Who, olmuş! Çok da iyi olmuş…

Burak Fedakar
Önceki İçerikKadın doktora hâlâ hazır değilim!
Sonraki İçerikŞükrü Avşar: “Bu kriz çözülmezse batarız”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments