Bir “Yetmez ama evet” hikayesi…

"İstemeden ağır yaraladığınız bir adamdan yine de affınızı istemeden, yaptığınızın bedelini ödemeden; aynı adama iyilik yaptığınızda ne olur sizce?"

0

Gündem seçim gündemine dönmüşken; Sezen Aksu’nun “Yetmez ama evet!”çiliği de yine satır başında ve Twitter başta olmak üzere sosyal medya gündeminden yine düşmüyor. Eleştirenler ve savunanlar resmen siyah ve beyaz şeklinde kutuplaşmış durumda.

Savunanlar genelde şu şekilde açıklamalar yapıyorlar: “Herkes hata yapabilir; o da yapmış olabilir ama bu öfkeyi hâlâ devam ettirmek ne derece doğrudur; tek hata için böyle büyük bir isim harcanır mı?

Şimdi baştan başlayalım.

Seçimlerde gizli oy kullanılmasının; hayata siyaset bulaştırmamak, aynı evin içinde bile herkesin özgürce oy kullanımı sağlamak gibi gibi anlamları var. Bu bağlamda toplumu etkileyecek misyonda insanların görüşleri ve oylarını açık beyan etmeleri sadece kendisini bağlamaz ve ardından gelecek onu seven çok kişiyi etkiler. Bu açıdan yapılan her bir açıklamanın iyi ya da kötü yöndeki sorumluluklarından kaçılamaz.

Diyeceksiniz ki zaman içinde o da karşı karşıya geldi ve “Ben avım sen avcı” sözleriyle tepki gösterdi ya yetmez mi?

Bence ikisi başka konular ve başka açıdan yansımaları var toplum üzerinde.

İstemeden ağır yaraladığınız bir adamdan yine de affınızı istemeden, yaptığınızın bedelini ödemeden; aynı adama iyilik yaptığınızda ne olur sizce? O yaralı kişi bu iyilik karşısında ne hissederse ben de mesela “Avcı” çıkışında bunu yaşadım his olarak.

Örneğin; oy verileceği zaman kendisinden etkilenenler etkilensin diye bile isteye yaptığı açıklamanın sonradan hata olduğunu hiç söylemedi. Özür dilemeyi bilmeyen, hatalarıyla yüzleşemeyen bir toplumun ferdi olarak o da yanıltmadı ve en çok da bu yüzleşmeyi yapamadığı için güven kaybetti aslında.

Sezen Aksu’nun, bu konuyla ilgili olarak 2015 yılında Hürriyet Pazar’ın Genel Yayın Yönetmeni Çınar Oskay’ın sorusuna verdiği yanıtıyla bitiriyorum konuyu:

‘Yetmez ama evet’ gibi siyasi süreçlerde sizinle aynı yerde duranlar vardı. Fakat bir kısmı daha sonraki otoriterleşme yöneliminde özeleştiri yaptı, “Yanılmışım” dedi. Siz AKP’ye verdiğiniz destek konusunda pişmanlık hissediyor musunuz?

Gerçek bir muhasebe, akademik düzeyde bilimsel kaynak ve referansa dayandırılmadan yapılamaz. “Pişman mısın?” gibi soruları ya da “Özür dile!” gibi buyurgan yaklaşımları özgürlükçülük bağlamında henüz yeteri kadar olgunlaşmamış oluşumuza bağlıyorum. İnsan umudundan pişman olmaz…

Yorum sizin…

Önceki İçerikBu Hafta Vizyona Giren Filmler (10 Mart 2023)
Sonraki İçerikAsena Akan ve Tanju Eren’den “Fēng Yún”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments