Dünya’nın yanıbaşındaki gizli dev bulut: Eos

Yunan şafak tanrıçasından adını alan ve şimdiye kadar gizli kalan dev hidrojen bulutu Eos, Dünya'ya en yakın moleküler bulut olarak kayıtlara geçti.

0
Yeni keşfedilen Eos moleküler bulutunun çıplak gözle görülebilseydi gökyüzünde nasıl görüneceğine dair bir sanatçı tasavvuru. (Resim: NatureLifePhoto/Flickr (New York City Skyline), Burkhart ve ark. 2025)

Gökbilimciler, Dünya‘ya en yakın moleküler bulutu keşfederek, yeni yıldız ve gezegenlerin oluşumunu besleyen kozmik madde döngüsünü yakından inceleme fırsatı yakaladılar.

Yunan şafak tanrıçası “Eos“un adını taşıyan yeni keşfedilen bulut, Dünya’dan sadece 300 ışık yılı uzaklıkta bulunan, hilal şeklinde devasa bir hidrojen gazı kütlesi. Yaklaşık 100 ışık yılı genişliğindeki bulut, yan yana dizilmiş 40 Dünya Ay’ı büyüklüğünde olup, gökyüzündeki en büyük yapılardan biri olarak dikkat çekiyor.

Keşfe öncülük eden New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümü’nde doçent olarak görev yapan Blakesley Burkhart, “Devasa bir yapı ve tüm bu zaman boyunca gizli kaldı.” dedi.

Muazzam büyüklüğüne ve Dünya’ya görece yakınlığına rağmen Eos, içerdiği düşük karbon monoksit (CO) miktarı nedeniyle şimdiye kadar tespit edilemedi. Gökbilimciler genellikle moleküler bulutları tanımlamak için bu parlak ve kolayca tespit edilebilen kimyasal işareti kullanıyor.

Araştırmacılar bunun yerine, Eos’u içindeki hidrojen moleküllerinin floresan parıltısı sayesinde tespit ettiler. Bu yenilikçi yaklaşım, galaksimizde benzer şekilde gizlenmiş birçok bulutu ortaya çıkarabilir. Burkhart, “Kesinlikle keşfedilmeyi bekleyen daha fazla CO-karanlık bulut var.” ifadesini kullandı.

Moleküler hidrojen, evrendeki en bol madde. Eos gibi hidrojenle dolu bulutları keşfedip inceleyerek, gökbilimciler daha önce tespit edilmemiş hidrojen rezervuarlarını ortaya çıkarabilir ve böylece evren genelinde yıldız ve gezegen oluşumu için mevcut malzeme miktarını daha hassas bir şekilde ölçebilirler.

Araştırmacılar bu keşfi 28 Nisan tarihinde Nature Astronomy dergisinde yayımlanan bir makalede bildirdiler.

Eos moleküler bulutu Dünya semalarındaki en büyük yapılardan biridir. (Görsel: Thomas Müller (HdA/MPIA) ve Thavisha Dharmawardena (NYU))

“Bu bulut gerçekten karanlıkta parlıyor”

Burkhart, Eos’u 2003 yılında Samanyolu’ndaki sıcak gazın dağılımını haritalamak için Dünya yörüngesine fırlatılan Kore Bilim ve Teknoloji Uydusu-1’deki bir spektrograftan elde edilen 20 yıllık verileri analiz ederken keşfetti.

Bir prizmanın görünür ışığı ayırmasına benzer şekilde, uydudaki spektrograf uzak-morötesi ışığı dalga boylarına ayırdı. Bu, bilim insanlarının farklı moleküllerden gelen emisyonları belirlemesini sağladı. Gökyüzünün boş görünen bir bölgesinde, hidrojen moleküllerinin veri kataloglaması, Eos’un “gerçekten karanlıkta parladığını” ortaya çıkardı.

Burkhart, Rutgers’ın yayınladığı bir açıklamada, “Çok tesadüfi bir keşifti. Bu verilere bakıyordum ve bu yapıyı gördüm. ‘Bu nedir acaba? Bu çok ilginç’ diye düşündüm.” dedi.

Eos, yakınındaki devasa bir gökyüzü özelliği olan Kuzey Kutup Mahmuzuyla etkileşimleri sonucunda hilal şekline bürünmüş. Samanyolu’nun düzleminden kuzey göksel kutbuna doğru uzanan geniş bir iyonize gaz bölgesi olan Kuzey Kutup Mahmuzu’nun şekli, yüksek enlemlerde Eos’un şekliyle mükemmel bir şekilde örtüşüyor. Burkhart, bu durum, muhtemelen geçmişteki süpernovalar veya yıldız rüzgarlarından kaynaklanan bu devasa yapının enerji ve radyasyonunun, Eos dahil çevredeki gazlarla etkileşime girdiğini ve onları etkilediğini gösterdiğini belirtti.

Yeni çalışmada, Eos’un evrimini -özellikle moleküler hidrojen rezervuarının Kuzey Kutup Mahmuzu ve diğer kaynaklardan gelen fotonlar ve yüksek enerjili kozmik ışınlar tarafından nasıl parçalandığını- izleyen simülasyonlar, bulutun yaklaşık 6 milyon yıl içinde buharlaşacağını öngörüyor.

Avrupa Uzay Ajansı’nın yakın zamanda emekliye ayrılan Gaia uzay teleskobundan elde edilen verilerle Eos üzerinde yapılan takip çalışması, bulutta son zamanlarda veya devam eden yıldız oluşumunun işaretlerini aradı. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bulgular, bulutun geçmişte önemli bir yıldız oluşumu patlaması yaşamadığını gösteriyor. Bununla birlikte, bulutun dağılmadan önce yıldız oluşturmaya başlayıp başlamayacağı belirsizliğini koruyor.

Burkhart ve meslektaşları, yeni keşfedilen moleküler bulutun adını taşıyan bir NASA uzay aracı için bir görev konsepti geliştiriyor. Önerilen Eos uzay teleskobu, adını aldığı bulut da dahil olmak üzere Samanyolu genelindeki bulutlardaki moleküler hidrojen içeriğini ölçmek için uzak-morötesi dalga boylarında gözlem yapacak ve moleküler hidrojen gazının oluşumu ve yok olmasının bir sayımını gerçekleştirecek.

Burkhart, “Hâlâ cevaplanmamış tonlarca soru var. Daha yeni başlıyoruz.” dedi.

Önceki İçerikToprağın altından gün yüzüne: “Suda Saklı”
Sonraki İçerikBihter ilk kez 5 Mayıs’ta Baba Sahne’de
Abone Olun
Bildir
guest


0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments