Emre Ezelli’nin dördüncü kişisel sergisi: “Dichotomy”

0

Emre Ezelli’nin dördüncü kişisel sergisi Dichotomy, bugün Weißgerberlände 22 Shâmànté Kulturwerkstatt Viyana’da açıldı.

Dikotomi; ilk defa Yunan Filozof Zeno tarafından kullanılan ve hareketin, matematiksel bir formülle imkansızlığını açıklamaya çalışan bir paradokstur. Bu paradoks aynı zamanda kararsızlık ve zıtlık hislerini açıklamak için de kullanılır. Bu duygu bozukluğu kişilerin hiçbir zaman anı yaşayamamasına neden olur, çünkü bu kişiler daima diğer seçenekleri düşünür ve bitmek bilmeyen bir rahatsızlık içindedirler.

Emre Ezelli bu sergisinde de, önceki işlerinde gördüğümüz gibi buluntu malzemelerle çalışıyor, ancak bu defa malzemesi değişik özelliklere sahip kağıtlardan oluşuyor. Bu kağıtlar kitap ve dergilerden topladığı görsellerle bir araya gelerek kolajlar oluşturuyor. Kolajlarda gördüğümüz karakterlerin ise her birinin farklı bir hikayesi var. Bu hikayeler Ezelli’nin günlük hayatında karşılaştığı olaylardan, okuduğu kitaplardan, veya izlediği tiyatro ve sinema sahnelerinden ilham alıyor. Dikotomiyi her bir işte açıkça görmesek de, hikayelerin arka planı ve üretim biçimleri dinlendiğinde paradoksun nasıl sergiyi şekillendirdiği görülebiliyor. Ezelli Dichotomy sergisinde, yarattığı aklı karışık karakterlere hikayelerini anlatabilecekleri bir yer veriyor.

Emre Ezelli 1986 yılında İzmir’de doğdu. Yaratıcı üretimleri 1992 yılında Hürriyet Gazetesi’nin Çocuk Kulübü’ne katılmasıyla başladı ve 1993-1994 yılında Tübitak resim ödülünü almasıyla devam etti. Namık Kemal Lisesi’nden mezun olduktan sonra Heykel bölümünden mezun olan Ezelli, pratiğini alternatif malzemeler kullanarak geliştirdi.

Şimdiye kadar heykeltraş ve tasarımcı Emre Ezelli, 8 karma ve uluslararası sergiye katıldı. Türkiye’de 3 tane kişisel sergi açan Ezelli hem yurtdışından hem de Türkiye’den heykel ve tasarım alanında da ödüller aldı. Ayrıca heykelleri kişisel koleksiyonlarda da yer almaktadır.

Shâmànté, Weißgerberlände 22, Wien

Önceki İçerik“Gezegeni kuşatan bir grip aşısı modeli mümkün mü?” sorusuna bilim insanlarından yanıt gecikmedi: Neden olmasın?!
Sonraki İçerik’80’lerin dayanılmaz hafifliği
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments