Ernst Fuchs ve Fantastik Realizm

"Fuchs’un kullandığı renkler yer yer Psikedelik tonlarda, yer yer derinlikli tonların kullanıldığı ve tema olarak Yunan Mitolojisi, Tevrat, Zebur ve İncil’deki konuların Sürrealist bir üslupla işlendiği eserler görürüz."

0

Bu ayki makalemi Fantastik-Realizm’in kurucusu Profesör Ernst Fuchs’a ayırıyorum.

1930 yılında doğan Ernst Fuchs, babası Yahudi bir aileden gelen ve Rabbi olarak kariyerini yarıda bırakan Maximilian Fuchs ve annesi Hristiyan bir aileden gelen Leopoldine’in çocukları olarak doğmuştur.

1938 yılının Mart ayında Naziler, Avusturya’yı ilhak ettiğinde Maximilian Fuchs Shangai’ye kaçmaya karar verir. Ernst, annesi Leopoldine ile Viyana’da kalır. Yeni çıkarılan Nazi kanunları annesinin Ernst’i yetiştirmesine engel olmaktadır. Ernst, SS Subayları tarafından annesi babası karışık kültürlerden gelen çocukların alıkonulduğu Transit Kamp’lardan birine gönderilir. SS Subayları Leopoldine’e kocasından kağıt üzerinde boşanması gerektiğini ve çocuğunu Hristiyan kültürlerine göre yetiştirmesi gerektiğini aksi takdirde Ernst’in bulunduğu kamptan bir Konsantrasyon kampına gönderileceğini söylerler. Bunun üzerine Leopoldine çocuğunu kurtarmak için SS Subaylarının söylediklerini tek tek yerine getirir ve bunun üzerine SS Subayları Ernst’i konsantrasyon kampına gideceği trenden geri alarak Leopoldine’e teslim eder ve Ernst ölümden kurtulur.

1942 yılında Fuchs vaftiz olur, bu olay daha sonraları resimlerine bir protesto unsuru olarak yansıyacaktır. Alois Schiemann hamiliğinde Resim, Heykel, Gravür, Seramik ve Karakalem eğitimi görür. Ayrıca Profesör Frohlich ve Heykeltraş Emmy Steinbock’den sanat dersleri alır.

1945 yılında Profesör Albert Paris von Gütersloh tarafından Hitler’in 3 kez reddedildiği Viyana Güzel Sanatlar Akademisinde eğitim görür. Burada onu ileriki yıllarda sanatsal olarak etkileyecek Egon Schiele ve Gustav Klimt’in eserleriyle karşılaşır.

1946 yılında Salvador Dali ile olan uzun süreli yakın dostluğu meyvelerini verir ve Sürrealizm ile tanışır. Bu dostluk onun ileriki sanat hayatını çok yoğun şekilde etkileyecektir.

1948 yılında Arik Brauer, Wolfgang Hutter, Rudolph Hausner ve Anton Lehmden ile birlikte Viyana Fantastik-Realizm Ekolünü kurar ve akabinde manifestolarını yayınlayarak grup olarak ilk sergilerini İtalya’nın Turin şehrinde bulunan Viyana Sanat Kulübünde açarlar.

Salvador Dali, Ernst Fuchs’un grubuna başlarda büyük yardımlarda bulunur. Kendi çevresinden yetenekli genç sanatçıları gruba yönlendirmenin dışında Viyana’daki bir dairesini Ernst Fuchs’un kullanımına açar, grup için kullanmadığı giyeceklerini verir ve belli miktarda maddi yardımlarda bulunur.

Profesör Ernst Fuchs çok geçmeden New York’tan Berlin’e kadar çok geniş bir yelpazede yetenekli sanatçıları yeni kurduğu Fantastik-Realizm grubuna kazandırır.

Profesör Ernst Fuchs’un eserlerini incelediğimizde Yağlıboya tekniğinin ve Tampera tekniğinin yoğun olarak ve bir bütün olarak kullanıldığı, tuval yüzey boyutu olarak devasa ölçülerden ufak ölçülere kadar değişen boyutlar kullanıldığını görürüz.

Fuchs’un kullandığı renkler yer yer Psikedelik tonlarda, yer yer derinlikli tonların kullanıldığı, tema olarak Yunan Mitolojisi, Tevrat, Zebur ve İncil’deki konuların Sürrealist bir üslupla işlendiği eserler görürüz.

Profesör Philip Rubinov Jacobson, De Es Schwertberger, HR Giger, Erol Deneç ve Robert Venosa gibi sanatçıları asistanı olarak kanatları altına alarak yetiştiren Profesör Fuchs, yardımseverliği, genç yetenekler keşfederek kanatları altına alması ve cömertliği ile kurduğu Fantastik-Realizm ekolünün günümüzde hala devam etmesini ve tüm dünyadan sanatçıların halen bu ekolde eserler üretmeye devam etmesini sağlamıştır.

Profesör Ernst Fuchs’un bütün eserleri Viyana’nın biraz sayfiyesinde bulunan Ernst Fuchs Müzesinde halen görülebilir.

Önceki İçerikBaşak Yavuz’la Take Five: “Sibel Köse”
Sonraki İçerikFatih Erdemci: “Dinleyiciler beni, ben de dinleyicileri çok özlemişim”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments