MüziKoridor #13

Bu ara çok uzun oldu yine, gündem de şarkılar da birikti.
Yaklaşık 2 aylık bir özet, bende kalanlar kalemimden düşenler…
Güncel halleriyle…

Umay Umay her zaman sistemin dışında kalmayı başaran, yaşamını duruşuyla oluşturan ve dönemine denk gelmekten mutluluk duyduğum çok önemli bir isim.

Edebiyat alanında “Sadece Şiir” dergisinde aktif olmasına rağmen, müzik alanında nicedir sessizdi sevgili Umay. Ve bir Mabel Matiz şarkısı “Ballı Hançer” ile o muhteşem kişilikli yorumuna kavuşturdu sevenlerini.

Umay, kırmızı çizgi isimlerimden; eleştirmek, yorumlamak için yazabileceğim tek şey: Şarkı nasıl olursa olsun yeter ki Umay Umay yorumlasın; bambaşka olacaktır. “Ballı Hançer” de Umay yorumu ile dinlenir bir şarkı.

“Ballı Hançer”, Umay Umay için bir geri dönüş ısınması olsun ve yakın dönemde yine birçok yeni şarkı dinleyebilelim Canım Umay’dan dileğimle listemi “Ballı Hançer” ile açıyorum.

Deniz Tekin’in üzücü müziği bırakıyorum açıklaması müzikle ilgilenenleri ve sevenlerini oldukça üzdü.
Yeniden döner mi, müziğin ticari boyutunu bırakarak, içinden geçenleri başka şekillerde yine sevenleri ile paylaşır mı konuları da açıkladığı zamandan bu yana çokça konuşuldu.

Ama ne fark eder ki, en verimli çağında, üstelik başarılı kabul gören bir müzisyene bu açıklamayı yaptıran sektörü konuşmalıyız bence. Şartların değişmesini için çözümsel eylemlere bir an önce geçmek lazım. Çünkü Deniz bu yolda yorulan ilk müzisyen değil, böyle giderse son da olmayacak. Deniz’i yeniden dinlemek umuduyla sevdiğim Canozan ile olan düetini “Aşkın Bu Sarhoşluğu”nu alıyorum listeme.

Görkem Karabudak, Çilekeş ile başlayan müzik kariyerinde Korhan Futacı ve Kara Orkestra, Bubituzak gibi gruplarla devam etti. Ve şu anda da solo çalışmasından bile fazla zaman harcadığını düşündüğüm Gaye Su Akyol’un ekibinde yer alıyor. Bu kadar efsane grubun yaratıcılarından olan Karabudak’ın solo kariyeri sanki daha sessiz sedasız ilerliyor diye düşünüyorum. Belki bu kendi tercihidir, göz önünde olmadan şarkılarını yayımlamak; bilemiyorum. Ama bence çok daha fazla dinlenmeli, takip edilmeli bir isim Görkem Karabudak. Yakınlarda yayımladığı ve 4 şarkıdan oluşan son çalışması “Kontra”yı duymayanlara duyurmuş olmayı umarak, “Kafam Olmuş Kıyamet”i listeme alıyorum.

Hodri Meydan, benim tarafsız yazabileceğim bir müzik haberi değil. Parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum On Air’in yayımladığı compilation albümlerin sonuncusu olan “Hodri Meydan”, prodüktörümüz sevgili Burak Demirsaran’ın 2000’lerden günümüze yayımladığı şarkılardan toplumsal olayları içeren bir seçki. 12 şarkının hiçbirini seçemeyeceğim derecede önemli bir albüm olduğu için size kendi listemden bağımsız, Hodri Meydan albümünün tamamını dinlemenizi öneriyorum.

Cesur şarkılar yapan müzisyenlerin artması için bu tarz şarkılara da sahip çıkmalı.

Çağan Şengül kendi tarzında sevilen bir isim, Pera da tanınmış gruplardan ama lütfen artık Pera’yı rock kategorisinden saymayınız. Çok uzun süredir o alanı terk ettiler, bu çalışma ile de görüşüme resmen mühür-kaşe-imza vurmuşlar.

Bence biz artık kategorilendirme işini dünyadaki gibi müzisyenler üzerinden değil, şarkılar üzerinden yapmalıyız. Çünkü bizim müzisyenlerimiz rock başlayıp, arabeske yakın müziklerle devam ettikçe ve biz bunun adına da “Rock” dedikçe; rock müziğe ihanet ediyoruz.

Grup müziği yapanları “Rock” müzikle özdeşleştirmekten de acilen kurtulmamız lazım.

Uzun süredir ses çıkmıyordu Mert Gider’den; kendi halinde hissini sevdim yeni şarkısının. Sanki dost meclisinde çalıyormuşçasına sıcak ve samimi geldi dinlerken.

Bu arada Mert Gider’in Alper Erdinç ile birlikte yönetmenliğini üstlendiği “Ben İnsan Değil miyim? -Türkiye’de Müzisyen Olmak” belgeselini izlemenizi tavsiye ederim. Belgesel yayımlanalı 3 yıl olmuş ve her şey şu an daha kötü dersem bilmem bana katılır mı?

Emre Nalbantoğlu geçtiğimiz yıl yayımladığı albümü ardından 2024 ün bu ilk aylarında 2 yeni şarkı yayımladı. Ben listeme “Uçuyorum”u alıyorum ama “Kelebek”i de dinlemeyi ihmal etmeyin.

Ve bu arada Emre Nalbantoğlu şarkılarını dinlerken geçtiğimiz yıl kendisi ile yaptığım söyleşiye de göz atabilirsiniz:

Emre Nalbantoğlu ile Müziği ve Yeni Albümü Hakkında Söyleşi

Bu satırları yazmamın nedeni canım NouvArt’ın Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni ve benim can dostum Efe Tunçel ile yine benim için hem kişiliği hem de müzisyenliği çok değerli olan Efe Dikmen ortak bir şarkıya imza attılar.
Listemin kapanışı da “Fenomen” ile olsun.

Ben bu anlaşmazlığı ilk öğrendiğimde çok anlamlar yüklemiştim ama aradan geçen bu kısa zamanda böyle önemli bir konuyu bile gündemde tutamayan bir müzik camiası içinde olduğumuzu yeniden gördüm; yine üzüldüm.
Universal şarkılarının içeriklerden teker teker sesleri kısılırken, diğer dev şirketlerin bu anlaşmazlığa -Universal’dan yana- destek çıkmaması konusunu biraz düşünelim.

Universal’ın bu çıkışının Spotify’ın yeni şarkı keşfedilmesinde son zamanlarda neredeyse hiç payının olmamasını ve listelerinin anlamını yitirmeye başladığı bir döneme denk gelmesini de ekleyelim. (TikTok susarsa, Spotify yeniden parlar)

Gelişmeleri takip etmeye devam edelim.
https://playtusu.com/genel/2024/02/tiktok-universal-music-savasinda-son-durum/

Bu ara albüm haberleri single haberlerinden çok daha fazlalaşmaya başladı. Çünkü single sayısı o kadar fazla ki ister isim yapmış bir müzisyen olun, ister yeni çıkış yapan bir müzisyen; single denizinde boğulmamak neredeyse imkansız. Albümler daha dikkat çekiyor gibi artık. Bu arada günümüzde albüm dinleniyor mu konusunu ise sayılara bırakmamayı tercih ediyorum.

Albümün her zaman yeri ayrı diyor ve son dönem dikkat çeken iki albümü size öneriyorum.
Biri Can Bonomo’nun “Kara Konular” albümü, diğeri ise Paptircem’den “Büyüklere Ninniler”.

Bu ara kimse istediği konserin biletini bulamıyor. Bu konuda çok yazıldı, çizildi, konserlerde yer alan müzisyenlerin rock ve metal alanda bilinen isimler olması nedeniyle de “ülkede bu müzik türleri yükseliyor, dinleyenleri arttı” da dendi.
Ama gözden kaçan ufak detay var; biletler gerçek izleyiciler tarafından alınmış olsaydı; bilet tükendikten beş dakika sonra karaborsa fiyatıyla yeniden satışa çıkmazdı.
Biletleri gerçek alıcılarına ulaşmadan bence özel bir yazılımla karaborsa alıyor ve böyle bir dönemde, müzik için bütçesinden kısan ve konsere gitmek isteyen müzikseverler ise normalden daha pahalıya biletine ulaşabiliyor.

Bunun çözümleri var, Twitter’da bile önerilen çokça çözüm arasında bir değil, iki değil senenin tüm konser biletleri sevenlerine aynı hayal kırıklığını yaşatıyorsa; organizatörlerin bu konuda ciddi bir şeyler yapması gerekiyor. (Bir kerede en fazla 2 bilet satarak başlayabilirsiniz mesela çözüme.)

Bir müzik yazımın daha sonunda iyi müziklerin takipçisi ve destekleyicisi olun dileklerimi iletiyorum.
Yazımı okuyan, MüziKoridor listesini dinleyip takibe alan herkese müzik adına teşekkür ederim.

Beyza Cumbul