Kandinsky’den “Sanatta Ruhsallık Üzerine”

"İnsanların geneli her gün hemen hemen aynı şeyleri yaşayacakları bir hayata başlıyorlar, anlatım aşamasında iş düzenleri yani bir rutinleri varsa buna “her gün aynıdır.” diye yaklaşabilirler. Ama her gün aynı mıdır? Hiç sanmıyorum."

0

Herkese “Merhaba”!

Kandinsky ile ilgili Wikipedia’da bulabileceğiniz bilgileri sıralayamayacağım, bu yazı daha çok kitabı “Sanatta Ruhsallık Üzerine” ve kitabın aklımda şekillendirdiği birtakım düşüncelerle ilgili olacak.

Kitabın girişinde hemen hemen hep duyduğumuz “Her sanat eseri, çağının çocuğu ve çoğu zaman duygularımızın kaynağıdır.” cümlesine rastlıyoruz. Bu cümledeki “Duygularımızın kaynağı” kitabın ilk tohumu, sonra kökü, belki suyu, belki de evrenin ta kendisi… Düşünebilen canlılar olarak duygudan bağımsız herhangi bir ilerleyişin olabileceğini düşünmüyorum. Hayatta ne yapıyorsak, aldığımız tüm adım atma kararları bile duygusuz ya da ruhsuz oluşmuş olamaz. Fakat bu noktada, içimizde barındırdığımız “Stimmung” devreye giriyor. Onu yaptığımız şeye ne kadar, hangi oranla kattığımız; o işin ruhsallığa ne kadar yaklaştığını ya da ruhu ne kadar doyurduğunu belirliyor. Peki gelelim “Stimmung”a… Nedir bu Stimmung? Kitaptaki tanımı aynen bırakıyorum:

“Stimmung neredeyse çevrilemez bir sözcük. Onu karşılamaya en yakın sözcük “his”, belki de “duygu”. Corot’nun peyzajlarının çoğu, nefis bir ‘stimmung’la doludur. Kandinsky bu sözcüğü daha sonra, “doğanın asli ruhu” anlamında kullanmaktadır. (Sayfa:31)

Görebileceğiniz üzere; kelime bizlerin içindeki bir şeyi belirtebileceği gibi, ruhsal bir tını yakalamış cansız herhangi bir nesneyi de belirtebilir. Fakat bu “herhangi bir nesne”yi nasıl tanımlayacağız?

Bununla ilgili yazar diyor ki: Eski yöntemleri kullanmaya çalışıp ölü bir sanat doğurmayın. Elbette benzer nesnel olaylar, belirli duyguları doğurur ve bu duygular sanata yansıyınca, eski eserlerde görebileceğimiz form ve renkleri çağrıştırabilir fakat tamamen ruhsal etkilerle elde edilmiş sanat eseri taklit sayılamaz. Ardından da şu tasviri yapıyor, eminim hoşunuza gidecek:

“Dıştan bakıldığında maymun insanı andırabilir; burnunun ucunda bir kitap tutarak oturacak ve düşünceli bir ifadeyle sayfaları çevirecektir, oysa yaptıklarının onun için bir anlamı yoktur.”

Sonuç olarak bu yaratılmış “herhangi bir nesne” aslında benzerleri arasında “herhangi” sayılabilirken, hayatımızda en azından küçük bir kıvılcıma yol açacak bir eser olmalı. Yazar çoğu sergide karşılaştığımız bir olayı betimliyor; insanlar ellerinde kitapçıklar, eserlerin karşısında sadece saniyeler süren bir bekleyişten sonra bir diğerine hızlıca akıp, bir öncekini de o hızla unutuyor… Sergilerden çıkıp duygudan yoksun hayatlarına geri dönüyor, sıkıcı rutin işlerine devam ediyorlar.

The Last Judgment, 1912

Belki de insanların bir bilinçlendirmeye ihtiyacı vardır.

İnsanların geneli her gün hemen hemen aynı şeyleri yaşayacakları bir hayata başlıyorlar, anlatım aşamasında iş düzenleri yani bir rutinleri varsa buna “her gün aynıdır.” diye yaklaşabilirler. Ama her gün aynı mıdır? Hiç sanmıyorum. Bugün, istediği işe sonunda girebilmiş bir kadın, -ne yazık ki- maskesinin altından gülümsüyordur ve tüm heyecanını yürüyüşündeki şen şakraklıktan, gözlerinin parıldamasından anlayabiliriz. En sevdiğiniz çiçekçi, kaktüslerin yerini değiştirmiş olabilir. Yaşlı bir amca belki o gün takım elbise giymiştir, yani kısacası belki de o gün herkes gri değildir ve sıcak renkleri bu gördüklerimizden absorbe edebiliriz. Bilinçlendirme konusu, gözlem olmalı! Yukarıya bak, birkaç saniye durup dinle, birileriyle göz göze gel, komşuna selam var… Ruhu besleyen her şey, sanata yansır; bu şekilde daha fazla şeyi hissedebileceğimizi düşünüyorum. Fakat önemli olan Stimmung’u güzel beslemek olmalı. Böylece algılarımız olumlu yönde daha çok açılacaktır ve bahsettiğimiz “herhangi bir nesne”yi daha çabuk fark edebileceğiz.

Bahsettiğimiz sıcak renklere ve diğerlerine de değinelim; kitabın son bölümünde renkler, hissettirdikleri, genel kullanım yerleri gibi bir çok bilgi bulunuyor. Biraz önce sıcak renkler demiştim, renkler için dört farklı algımız var diyebiliriz: sıcak – soğuk ve açık – koyu; böylece renk: sıcak ve açık, sıcak ve koyu; soğuk ve açık, soğuk ve koyu diye tanımlanabilir. Yazar şöyle demiş:

“Sıcak renkler izleyiciye yaklaşır, soğuk renkler ise ondan uzaklaşır.”

Red Sun and Ship, 1925

Renkler bölümünde çok net göreceğiniz şey, onların insanlar gibi karakterleri olduğu; çok farklı kombinasyonlarla hiç beklemediğiniz bir şekilde sizi şaşırtabilecekleri gibi, öngörülebilir etkilerinin de olabileceği… Mesela kırmızı:

“Kırmızının sınırsız sıcaklığı, sarı gibi sorumsuz bir çekicilik taşımaz. Kararlı ve güçlü bir yoğunlukla içten içe çınlar; kendi kendine parlar ve gücünü boş yere dağıtmaz.”

Mor gibi karışım bir renk için ise “kederli ve rahatsızdır.” diyor ve Çin’de yas renklerinin mor olduğunu öğreniyoruz…

Maviyi de şuraya bırakıp, gerisini kitaptan öğrenmenizi bekliyorum:

“Mavi derinleşmeye öyle yatkındır ki koyulaştıkça içsel etkisi güçlenir. Mavi tipik ilahi renktir. Verdiği esas his dinginliktir.”

Sonrasında da deniyor ki: ölümlülerin hareleri altın renkli, ruhsal varlıkların hareleri ise gök mavisi olurmuş. Bu ve buna benzer bilgilerden sonra düşündüm ki mimarlık, tasarım gibi alanlarda öğrencilerin edinmesi gereken bir kitap; terimlerle boğulmamış, okunması kolay, dolu dolu ama ince bir kitap, en azından okuma alışkanlığı kazandırması adına denenebilir. (Bir mimarın tavsiyedir.)

Odessa Port,1898

Gördüğünüz gibi Kandinsky, bu kitapta gerçekten yazılması gereken her şeyi toplamış; aklıma pentagramı getiriyor, beş kolun birleştiği ya da tüm elementlerin birleştiği o yerde, ruh… Yani bu kitapta genel olarak her şeyi bulabiliyoruz, o yüzden beklentilerinizin karşılanacağını düşünüyorum. Keyifli bir anlatımı var, sıcak renkler gibi insana yaklaşıyor! Sizler için benim seçtiğim eserlerini de yazıya iliştirdim. İyi okumalar!

Ayca Şimşek
Önceki İçerik“Anadolu Rock Aid” projesinin ikinci albümü yayında
Sonraki İçerikSerap Yağız ve Taner Öngür’den “Üç Derdim Var”
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments