Neil Gaiman‘ın klasik doğaüstü çizgi romanı olan “The Sandman“, Netflix dizisiyle izleyiciyle buluşmuş. Rüya ve Ölüm gibi soyut kavramlar insan formuna bürünerek dünyayı dolaşıp metafizik öneme sahip konuları çözüyorlar. “The Sandman”ın türetilmiş versiyonu olan “Dead Boy Detectives” ise, esasen bir dedektiflik hikayesiyle gençlik öğelerini bir araya getiriyor.
Edwin ve Charles, hayalet olarak yaşayan ölü çocuklar olarak, diğer ruhlar için hizmet veriyorlar. Bu hizmetler, bir sahil kasabasında aniden artan intiharlar gibi gizemli olayları çözmekten tutun, şeytanın ele geçirdiği bir vakayı araştırmaya kadar çeşitleniyor. Crystal adında bir medyumla tanışmalarıyla, hikaye ABD’nin Washington eyaletine taşınıyor.
Dizi, “The Sandman” ile bağlantı kurmak için Ölüm karakterine yer veriyor, ancak asıl odak noktası Edwin, Charles ve Crystal’in hikayesi. Edwin detaycı ve sorumlu bir karakterken, Charles ise daha neşeli ve hareketli bir yapıya sahip. Crystal ise kendi içsel çatışmalarıyla mücadele ederken, üçlü arasında dinamik bir ilişki gelişiyor.
“Dead Boy Detectives”, mitolojik öğelerle dolu bir dünyada geçiyor ve bu dünya, hızlı tempolu bir şekilde kuruluyor. Dizi, bazen net olmayan kurallara sahip olmasına rağmen, ilginç karakterler ve olay örgüsüyle izleyiciyi etkilemeyi başarıyor.
Görsel açıdan, dizi, Gaiman’ın eserindeki karanlık ve etkileyici atmosferi tam olarak yansıtamıyor. Ancak gençlerin yaşadığı tipik sorunlarla doğaüstü olayları başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.
