Taraflılık değil Haklılık üzerine bir yazı

"Kahramanlar çağı, şövalyeler orta çağında bitti. Atatürk de kahramandı derseniz itiraz ederim. O başarılı bir liderdi."

0

Sistem oluştur(a)mayanlar kendilerine kahraman yaratırlar. Ve gerçek dünyada kahramanlar, masallardaki gibi herkes tarafından sevilmez. Kuraldır: Kahraman sıfatı kime uygun görülmüşse bu kahramanın karşısında olan bir de antikahramancılar oluşur. Diyeceksiniz ki masallarda da vardır kahramanların düşmanı… Haklısınız. Lakin buraya dikkatinizi çekmek istiyorum: Masallarda kötüler, kahramanın karşısında yer alırken; gerçek dünyada çoğu kez kahramanlaştırılanın kendisi bir süre sonra kötülüğe evrilir. Kötülüğe evrilmemeyi başaranlar bile, bilgisi ve yetisi olmayan konularda dahi söz sahibi olup, sistemsiz ve desteksiz her şeye tek başına yetme çabasıyla hata yapmaya açık hale gelir. Hatasını kabul etmedikçe ve o yetkilerini sistemleştirmedikçe de niyeti iyi olsa bile sonuç yine kötülük olarak karşımıza çıkar. Çünkü gerçek hayattaki kahramanlık bir süre sonra güç ve mevki zehirlenmesinden nasibini alır.

Kahramanlar çağı, şövalyeler orta çağında bitti. Atatürk de kahramandı derseniz itiraz ederim. O başarılı bir liderdi. Şu da bir gerçektir: Çok başarılı lider aynı zamanda kahramandır ama her kahraman lider olamaz. Liderlik, kendinden sonrasının daha da ilerleyerek devam edebilmesine imkân tanıyan sistemi oluşturabilmek meziyetidir.

“Benimle her şey muhteşem, ben yoksam hiçbiri yok” algısı yaratan her kimi tanıyorsanız, üzgünüm ama o kişi başarılı bir lider olmaktan çok uzaktır. Tek adamcılığın kendi alanındaki temsilcisidir. Kahramanlık konusuna değinmiyorum bile…

Başarılı ve yıkılmaz bir organizasyon ancak alanında bilgili ve konusunun iyisi ile oluşturulmuş bir ekiple kurulabilir.

Kahramanlaştırdıklarımız…

Hata yaptıklarında görmezden geldiklerimiz. Ama başkasının kahramanı hata yapıp onun tarafı bu hatayı görmezden geldiğinde ise adeta ağzımızdan ateşler çıkararak kükrediğimiz; adaleti sadece karşı tarafın kahramanlaştırdığı için istediğimiz, kendi kahramanımızın ise hatalarına “… ama”larla nedenler bulup; pamuklara sardığımız.

Bunlarla birlikte bir de “Ben aslında nelerini biliyorum ama şimdi sırası değil. Halk güveniyor, boşa çıkmasın şimdilik” diyenler var ki; resmen pusuya yatıp, birilerinin kahramanı çöktükten sonra ortaya çıkmayı kuytu köşede bekliyorlar. Bildiklerini zamanında açıklamayıp, oluşumların yanlış gelişmesine “susarak” katkıda bulunan herkes, sonrası tüm kötülüklerden ya da hatalardan aynı derecede sorumlu değil midir?

Lütfen rica ediyorum; kahramanlarınızdan kurtulun. İyi yapılana “İyi”, hatalara da “Bu hatalı” diyebilen aydınlık ve sorgulayıcı insanlar olun. O çok eleştirdiğiniz “Çalıyor ama çalışıyor” zihniyeti ile farkınız olsun. Sizin kahramanınız sizin nezdinizde hata yapmıyor olabilir, gerçekten hatası da olmayabilir ama bunu sorgulamaktan çekinmeyin, sorgulayanları da vatan haini ilan etmekten vazgeçin. Ki isimler yerini sistemlere, koltuklar yerini hizmete bıraksın artık.

Beyza Cumbul
Önceki İçerikMichael Schumacher ve Ayrton Senna Kıbrıs Araba Müzesi’nde
Sonraki İçerikEnkaz altında bir yürek: Samandağ
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments