İlmek İlmek Kadın Bedenini Ören/Saran Bir Performans; İlmek/Knot

0

6 Nisan Cumartesi günü Mamut Art Project kapsamında gerçekleştirilecek olan “İlmek/Knot” adlı performans öncesinde, performansın konsept tasarımcısı ve sanatçısı olan Seçil Demircan’la kısa bir söyleşi gerçekleştirdik…

– Merhabalar… Mamut Art Proje’nin hazırladığı Mamut Performans serisinde “İlmek/Knot” adlı performansınızla yer alacaksınız. Performansınızdan biraz bahseder misiniz?  

Seçil Demircan: Tüp şeklinde ördüğüm ve tüm bedeni kaplayan kırmızı yün örgünün çözülmesine tanık oluyoruz bu performansta. Örgü, anneden kızına aktarılan oldukça dişil bir olgu. Bu hissiyattan yola çıkarak ördüm örgüyü. Bu örgü, zihnin ve bedenin kalıntılarıyla kaplı tek bir öznenin, yani kadının çevresinde örülü. Bu örgüyü sökmek de performansın ta kendisi aslında. Örgünün sökülmesiyle başlayan içsel hareket, süreçle birlikte yerini başka bir alan içinde buluyor. Başak Yavuz’un müziği ve sesiyle birlikte, bedenin kendi var olma hâli örgüyle birleşiyor. Bir başka bağlamda örgünün kendisi için, Başak’la bütünleştiğimiz nokta diyebilirim. Örgünün etrafında bir yol belirledik ve performansımızı paylaşmak istedik. 

– Performans sanatınızın ideolojik ya da siyasal göndermeleri olduğunu düşünüyor musunuz? Nasıl bir duruşu var sanatsal yapılanmanızın? 

Seçil Demircan: Dünyadaki kadın cinayetlerinin bendeki bir yansıması bu performans. Var olan durumu gözler önüne seriyor ve bir önermede bulunmuyor. Ama gerek konusu gerekse gönderme alanları itibariyle performansın da kendine özgü bir duruşu var elbette. “Zihnimdeki kalıntıların tanığı olan acı ve askıya alınmış kalıntıların izi olan bedenlerimizin bir söylemi” diyorum performansı tanımlarken. Bu bağlamda, “İlmek/Knot”u da bizi çevreleyen bu kalıntıların tanığı ve öznesi olarak görüyorum. 

– Sanatsal bir ifade biçimi olarak neden performansı seçtiniz ve bir araya gelirken ortaklaşa belirlediğiniz bir rota ve ulaşmak istediğiniz bir hedef var mıydı?

Seçil Demircan: Ben çağdaş dans sanatıyla ilgili eğitim aldım. Farklı koreografların koreografilerinde dans ettiğim gibi, kendi koreografi çalışmalarımı da sahneledim. Bu süreç içinde performans sanatlarına uzak kalmayıp, takip etmeye de ayrı bir özen gösterdim. Ve  “İlmek”in oluşum sürecinden itibaren ifade biçimi olarak performans sanatına yakın olması, beni performans sanatına yönlendirdi diyebilirim. Başak Yavuz ise caz müzisyeni ve akademisyen. Başak’ın müziği ve sesi benim bedensel performansım ile birleşince, tek isteğimiz bu performansı en iyi şekilde aktarmak ve izleyiciyle buluşturmak oldu.

– Tüm sahne sanatlarında olduğu gibi, performansta da insan bedeni en birincil malzeme aslında. Siz bunu kendi performansınızda sahne dinamiği açısından nereye koyuyorsunuz? 

Seçil Demircan: Performansımızda bedenin kendisi için, bulunduğu alanın ötesine çıkarak her şeyi içine alan bir unsurdur diyebilirim. Konumuz itibariyle de sahne dinamiği açısından elbette ki en birincil malzeme de bedenimizden başkası değil. Bu anlamda performansımızın, sahne dinamiği açısından salt sahnelendiği alanla sınırlı kalmayan, uzam ve zamanı seyirciyle birlikte interaktif bir şekilde dolduran ve bedenlerimizden yansıyan bir aksiyonlar bütünü olarak algılanması gerektiğini düşünüyorum.

– Katıldığınız ve sorularımızı yanıtladığınız için size ve performansta emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Umarız ki, sizler açısından son derece tatmin edici, seyircisi bol ve sıcak bir performans olur.

Önceki İçerikYo Venüs Aklımıza Girme! “Hipomani” | Faydasız Sanatlar
Sonraki İçerikDünyanın Tüm Kadınları “Ophelia” | Tayf Kolektif
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments