Sokağın Ruhu Decollage Art Space’te

"Graffiti’yi birçok sanat akımı ve disiplini ile birleştirdim; köprüler yaratmaya çalıştım. Ve daha yapacak çok işim var…"

0
Kalabalıkta Sessizlik

Decollage Art Space, graffiti sanatçısı Gölge Artizm’ in Graffiti, Tattoo, Kaligrafi, Ahşap Boyama gibi farklı disiplinlerden beslendiği üretimlerinden oluşan “Lâl Gece” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Gölge Artizm ile Graffiti sanatı ve yeni sergisi üstüne konuştuk.

50 yıldır tüm dünyada yükselişini sürdüren Graffiti sanatı ile nasıl tanıştınız?

Gölge Artizm: İlkokul dönemindeydim sanırım. 1992 cıvarında o zamanlar sınıfta ve derse sıkıldıkça ünlü müzik gruplarının logosunu çizerdik. Ben İzmir Karşıyaka’da büyüdüm. Şehrimizde Nato merkezleri ve Amerikalı Nato askerleri vardı. Mahallemizde Nato askerlerine tahsis edilmiş bir bina vardı… Aslında yapmaya çalıştığım şeylerin, sevdiğim müziğin hatta giyim stilimin bile bir kültürde birleştiğini siyahi Nato ailelerinin çocuklarının dergi ve cdlerinden öğrendim (o dönem bizde sadece kaset vardı 🙂 Yani Hip-Hop kültürü kimliğimi bulmamı sağladı. O dergilerde (Amerikan futbolu ve siyahi kültür) gördüğüm Graffiti’ler, ne yapmaya çalıştığımı anlamamı sağladı, (1994) Graffiti.

Graffiti sanatçısı olarak bugüne kadar neler yaptınız?

Gölge Artizm:

  • Öncelikle birçok sokağı renklendirdim 🙂
  • Dünyanın en önde gelen marka ve kurumları ile çalıştım. Bu sayede Türkiye’nin de farkına varmalarına katkıda bulundum.
  • Maddi koşullar nedeni ile uzun soluklu olmasa da Türkiye’nin ilk sokak sanatları akademisi
  • Hall Of Fame’ i Kadir Has üniversitesi bünyeside Efe Yılmaz (manga DJ)  ile beraber kurdum ve Graffiti eğitimleri verdim.
  • Birçok ünlü ile tiyatro sahnelerinde, kliplerde, spor sahalarında yaratabileceğimiz farklılıkları kanıtladım.
  • Workshoplar gösteriler, sahne showları, sanat yönetmenliği yaptım.
  • Sanat stüdyosu kurdum ve işlettim. (GAS Studio devam ediyor.)
  • Birçok sosyal sorumluluk projesinde yer alarak farkındalıklar yaratmaya çalıştım.
  • Graffiti’yi birçok sanat akımı ve disiplini ile birleştirdim; köprüler yaratmaya çalıştım. Ve daha yapacak çok işim var…
Karnaval

Siz Graffiti’yi nasıl tanımlıyorsunuz?

Gölge Artizm: Özgürlük, değişim ve protest duruşu omurgasını oluşturur. Korkusuz, özgün ve sınırsız tavrı ise ruhunu…

Kurumsal firmalarla, markalarla çalışıyorsunuz. Kurumsal markalarla sokağın dili nasıl örtüşüyor?

Gölge Artizm: Bütün markaların temel müşteri kitlesi zaten sokaktaki biziz. Üst gelir kesiminde olmak istedikleri yer veya kültür ister istemez yine sokaktır. Bu nedenle aralarındaki köprüyü oluşturmak zor değil. Tabii ki belirli kesintiler veya sınırlar oluşuyor. Bunu da evlilikteki gibi çözüyorum. Biraz sen törpüleniyorsun, biraz o taviz verecek. Tabii ki bunu yaparken kişiliğinizden ve sanatınızdan ödün vermeyeceksiniz!

Decollage Art Space’te “Lâl Gece” adlı yarı retrospektif sayılabilecek serginiz açıldı. Sergi fikri nasıl oluştu, sergi sürecinden bahseder misiniz?

Gölge Artizm: Lâl Gece benim 2. Kişisel sergim. İlk sergimden (2015) beri geçen sürede zihnimde gelişen bir süreçti, birçok evreden geçti ve sonunda yaptığım stiller arasında seçim yapmaktan vazgeçtim ve tek kişilik karma sergi tadında olmasına karar verdim.

Ülkemizin gerçeklerinde bu çok radikal bir karar, çünkü bizde koleksiyonerler ve galeriler istikrar, devamlılık gibi unsurlara takılı kalmıştır. Birçoğu sanatçının bir stili dışına çıkmasını istemez. Bu nedenle ben de bir galeri ile çalışıp kendimi kısıtlamak yerine galeriyi de kiralayarak tamamen tek başıma gerçekleştirme kararı aldığım bir süreçte, yakın ve eski dostum Art Garage’ın sahibi Ercan Gür’ün aracılığı ile Decollage yönetimi ile tanıştım.

Tanışma amacımız sergiden bağımsız bir konu üzerineyken, sohbet sonunda konu neden sergi açmadığıma geldi, kısıtlama girişimleri nedeni ile hiçbir galeri ile anlaşamayacağımı belirttim ve ilk defa karşımda farklı bir bakış açısı gördüm. Yolculuğumuz karşılıklı güven ve özgür adımlarla başladı.

Serginizin adı “Lâl Gece” adı nereden geliyor?

Gölge Artizm: Lâl aslında bir renk, kırmızının güçlü parlak bir tonu, yani kızıl gece diye de açıklayabiliriz. Diğer anlamı ise dilsiz/sessiz gece’dir. Bu adı seçmemin birkaç nedeni var.

  • Kızıl gece ve sessiz gece, hem edebiyatta hem de görsel anlatımlarda duyguların en yoğun mertebeye ulaştığı olağanüstü anları tanımlarken kullanılır.
  • Sanatçıların büyük bir bölümü, en etkili eserlerlerini ve fikirlerini böyle gecelerde ortaya çıkartmıştır. Bu sergi benim içimi döktüğüm bir kurgu. Ve bu sergi o gecelerde şekillendi…
  • En önemlisi de ruhumu ve bakış açımı baştan aşağı değiştiren, attığım her adımda yaptığım her planda, hem vicdanımı hem ruhumu besleyen biricik kızımın adıdır Lâl Gece.

Akademide belli başlı kurallar mevcut. Graffiti’de, sokak sanatında yazılmayan kurallar var mı? Bu bağlamda sizin sanatınızı neler besler?

Gölge Artizm: Graffiti sanatını çok uluslu bir toplum olarak düşünebilirsiniz. Dünya çapında o en önemli kuralı saygıdır. Mesela bir sanatçının sokak çalışmasınınn üzerine, başka bir kişinin gelip çalışma yapması büyük bir hakaret ve çatışma sebebidir. Bunun haricinde belirli kısıtlamalar, sert kurallarının olması, tamamen özgürlükçü bakış açısına dayalı olan Graffiti sanatının temel duruşuna aykırıdır.

Serginizi gezerken çok farklı sanatçıların işleri bir aradaymış duygusuna kapılıyoruz. Bambaşka dönemler farklı işler, farklı malzemeler, üretim teknikleri… Bunu nasıl yorumlarsınız?

Gölge Artizm: Sanatın veya sanatçının belirli bir standarta bağlı olması, benim bakış açıma göre kendi içinde bir ikilem yaratıyor. Tabii ki sanatçının belirli bir duruşu, birbirini takip eden koleksiyon değerindeki eserleri olacaktır; ancak sanmıyorum ki ömür boyu birbirine çok benzeyen eserler üreterek aynı yaratım heyecanını her seferinde yeniden yakalasın.
Ben her eserimin bitişinde heyecanlanmam gerektiğini düşünüyorum. Ticari kaygılar ya da bu sitil eserlerim çok beğeniliyor; bunun dışına çıkarsam sevilmeyebilir gibi kaygılar ile sanatımı icra etmeyi asla istemem.
İçimden ne geliyorsa, ne kadar absürt olursa olsun ve nasıl yorumlara tabi kalacaksa kalsın keyif aldığım, heyecanlandığım, gurur duyduğum eserler üretmek istiyorum. Şu ana kadar aklımdaki tasarımların %10’unu bile yapmamışımdır. Daha birçok malzemeyle birçok farklı stilde ve yenilikçi eserler için yola çıkacağım.

Basın ön izleniminde “Graffiti, iz bırakmaktır” demiştiniz. Sanatın tüm dalları için iz bırakmak doğru bir tanımlama, ancak Graffiti için mecazda öte bir anlama geliyor. Tüm şehir tuval bir bakıma…

Gölge Artizm: Tabii ki de bütün eserler dünyada bir iz bırakmaktır. Graffiti tarihi mağara dönemindeki duvar resimleri ile başlar. Takdir edersiniz ki o dönemde dahi herhangi bir kaygı için değil, bir iz bırakmak için yapılmışlardır.

Sokakta yapılan Graffiti çalışması ertesi gün üzeri boyanarak kapatılabilir, yapılan alan yıkılabilir veya kimsenin görmeyeceği ücra köşede uygulanabilir… Yani gerçek anlamda iz bırakma kaygısı taşıyan tek sanat Graffiti’dir. Şahsen birçok eserimin fotoğrafı bile benim elimde yok, bir kısmı o kadar ücra köşelerdeki… En fazla birkaç kişi görmüş olabilir.

Temelde şu şekilde özetleyebiliriz: Biz graffiti sanatçıları, sanatımızı icra ederken belirli kaygılarla yapmayız, yaparken duyduğumuz hazza bağımlıyız.

Graffiti’nin bugün artık galeride konumlanmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Gölge Artizm: Bu her akım için çok doğal bir süreçtir; önce dışlanır sonra anlaşılmaya çalışılır. Daha sonra takipçiler oluşur ve merak uyandırır… Son adım olarak talep edilir. Tabii ki talebin ardından akımın gelişmesi çoğalması ve birçok noktada ulaşılabilir olması için sabitlenmesi gerekir.

Mesela tiyatro da sinemalara evrilmiştir. Graffiti’nin de kendini anlatma ihtiyacı vardır. Galeriler, iletişim ve farklı kültürlerden bireyleri bir araya toplamak ve anlatımınızı güçlendirmek için çok ideal alanlardır; size farklı alanlara ulaşmak için bir yol oluşturur.

Graffiti’nin müzikal dili var mı, bu konuda neler söylemek istersiniz?

Gölge Artizm: Graffiti’nin evrimi süresince birçok dili oldu. Ancak günümüzdeki modern Graffiti’nin bağlı olduğu temel bir kültür vardır. Protest tavrı da yargılayan ve isyankar duruşu, özgürlükçü yapısıyla hip-hop kültürünün dört temel elementinden biridir.

Graffiti görsel sanatını oluşturur, break dans dansını, DJ müziğini, Mc (Rap sanatçısı) sözlerine.

Önceki İçerikKadın Davulcular Yarışması HLAG Türkiye’nin üçüncüsü gerçekleştirildi
Sonraki İçerikGidememek
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments